ever |
{'evər}
- {ADV} her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
|
|
|
ever |
(z.) asla, hiç bir zaman; ebedi, daima, her zaman, durmadan; herhangi bir zamanda. ever after ondan sonra, hep, artık. everand anon arada sırada. ever burning hiç sönmeyen, daima yanan. ever changing daima değişen. ever living ölmez, ebedi ever more daima, ilelebet. ever so much pek çok. ever so often sık sık. for ever and ever. ilelebet; ebediyete kadar. for everand a day (k.) dili ilelebet, daima. if ever şayet, eğer, kazara. Nothing ever happens. Hiç bir şey olduğu yok . scarcely ever hemen hiç. seldom if ever nadiren, belki de hiç. the finest ever en güzeli. Well, did you ever ! Acayip ! Çok tuhaf ! Allah Allah ! |
|
ever |
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp´e gittin mi? |
|
ever |
ev.er
ev'ır
Zarf
* hiç:
Have you ever been to Beykoz?
Hiç Beykoz'a gittin mi? |
|
ever |
asla, hiç bir zaman; ebedi, daima, her zaman, durm |
|
|