İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
flood |
{flʌd}
- {N} sel, su baskını, taşkın, tufan, bolluk, sel gibi şey
- {V} basmak, akın etmek, istila etmek, yağdırmak, sel basmak, su basmak
|
|
|
flood |
i. sel; su baskını, taşkın.
f. 1. sel basmak; su basmak. 2. sel gibi akmak. 3. oto. (motoru) ambale etmek. |
|
flood |
i.
f. sel, taşkın tufan, seylap: met, kabarma; su, deniz, derya, nehir: bolluk:
f. üstüne sel gibi su salıvermek, sel basmak, istilâ etmek: sel gibi akmak, taşmak coşmak; (tıb). (rahim) fazla kanamak. flood control su baskınını önleme. floodgate
i. set kapak. floodlight
i. projektör. floodlighting
i. projektörle aydınlatma. flood of light bol ışık, bol ziya. flood plain (coğr). taşkın ovası. flood of tears sel gibi akan göz yaşı. flood tide met, kabarma. the Flood Nuh tufanı. flooded with letters mektup yağmuruna tutulmuş. |
|
flood |
flood
fl^d
İsim
* sel; su baskını, taşkın.
Fiil
* sel basmak; su basmak.
* sel gibi akmak.
automotive
* (motoru) ambale etmek. |
|
flood |
sel, taşkın tufan, seylap: met, kabarma; su, deniz |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
flash flood |
- {N} su baskını, ani su taşması
|
|
a flood of tears |
- {N} sel gibi akan gözyaşı
|
|
the Flood |
- {NPR} tufan: Büyük Tufan, tufan: Nuh Tufanı
|
|
flood disaster |
|
|
flood-tide |
{'flʌdtaıd}
|
|
annual flood |
yıllık taşkın |
|
flash flood |
aniden gelen sel. |
|
flood plain |
coğr. taşkın yatağı. |
|
flood tide |
kabarma, met. |
|
the Flood |
tufan. |
|
flash flood |
* aniden gelen sel. |
|
flood plain |
geography
* taşkın yatağı. |
|
flood tide |
* kabarma, met. |
|
the Flood |
* tufan. |
|
flood in |
sel bas |
|
flood lamp |
pröjektör |
|
flood out |
sel bas |
|
in flood |
su basmış |
|
annual flood |
yıllık taşkın |
|
catastrophic flood |
afet taşkını |
|
|
|