from |
{frɒm}
- {PREP} den: -den, beri: -den beri, dan: -dan, beri, itibaren, yüzünden, dolayı
|
|
|
from |
edat 1. (bir yer)den, (bir başlangıç noktasın)dan: He´s from Manisa. O Manisalı. He jumped from the branch. Daldan atladı. Her ranking rose from twelfth to first. O, on ikinci sıradan birinci sıraya yükseldi. 2. itibaren: from the first of January 1 Ocak´tan itibaren. 3. Uzaklığı gösterir: It´s ten kilometers from here. Buradan on kilometre uzak. 4. Bir şeyi yapan kişiyi veya bir şeyin kaynağını gösterir: It´s from Nedret. Nedret´tendir. 5. Ortalamada kullanılır: from twenty to twenty-five people yirmi, yirmi beş kişi arasında. 6. Ürünün yapıldığı malzemeyi gösterir: This statue´s made from human teeth. Bu heykel insan dişlerinden yapılmış. 7. Bir şeyin sebebini gösterir: He died from its side effects. Yan etkileri yüzünden öldü. 8. Bir farkı gösterir: He can´t tell black from white. Akla karayı birbirinden ayıramaz. |
|
from |
edat den, dan, den dolayı. from above yukarıdan, gökten. from childhood çocukluktan beri. from ten to twenty ondan yirmiye kadar, on ile yirmi arasında. as from -dan başlayarak, itibaren. |
|
From |
İlk |
|
From |
Kimden |
|
|