hasta >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

hasta	{A} sick, ill, unwell, invalid, ailing, bad: in bad health, diseased, fanatic, fanatical, poorly, unsound, valetudinarian, valetudinary, weakly, weather: under the weather {N} patient, client, buff, case, fan, invalid, sufferer, valetudinarian

hasta	1. sick, ill. 2. patient, sick person; invalid. 3. slang hard up, flat broke, penniless. 4. slang lazy student. 5. slang losing (card). 6. addicted to, excessively fond of: futbol hastası great soccer fan. hastaya bakmak 1. to nurse a patient. 2. to examine a patient. 3. to treat a patient. hastaya çorba sorulur mu? colloq. Why hesitate? Go on and do it./Of course I want it. hasta, çorbası tasta. colloq. He´s not really very sick. hasta düşmek to get sick. hasta etmek /ı/ to make (someone) ill. hastaya karpuz/çorba/kar sormak to ask someone if he wants something when it´s obvious he does. hasta olmak 1. to get sick; to be ill. 2. slang to go to class unprepared. hastası olmak /ın/ 1. to be addicted to, be excessively fond of, be a fan of. 2. to be the patient of (a specified doctor). hasta yatağı sickbed.
hasta	* sick, ill. * patient, sick person; invalid. * addicted to, excessively fond of: futbol hastası great soccer fan.
hasta	diseased
hasta	ill

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

ağır hasta	{A} seriously ill
ağır hasta olmak	{V} bad: be in a bad way
ayakta tedavi edilen hasta	{N} outpatient
çok hasta olmak	{V} bad: be in a bad way
evde hasta muayenesi	{N} domiciliary visit
fakir ve hasta kimse	{N} lazar
Beni hasta ediyorsun.	{PHR} sick: You make me sick.
Hasta hissediyorum.	{PHR} ill: I feel ill.
Hasta mısınız?	{PHR} sick: Do you feel sick?
hasta başında yapılan	{A} clinical
hasta diyeti	{N} invalid diet
hasta etmek	{V} ill: make ill, sicken, indispose
hasta gibi	{A} seedy
hasta görünen	{A} green
hasta kâğıdı	{N} sick report
hasta listesi	{N} sick list
hastanede yatan hasta	{N} in-patient
hastanede yatmayan hasta	{N} outpatient
hasta numarası yapmak	{ID} possum: play possum {V} sham ill, sick: pretend to be sick, malinger
hasta odası	{N} sickroom