Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
hayvan |
|
|
|
hayvan |
1. animal. 2. horse; mount; pack animal. 3. colloq. disgusting person, swine; unmannerly person, rude *bastard; slob, uncouth *son-of-a-bitch. 4. colloq. disgusting, swinish; rude; crude, uncouth.
hayvan alım satımı livestock market.
hayvan gibi 1. animallike. 2. in an animallike way. 3. swinishly; rudely; crudely, uncouthly.
hayvan kliniği veterinary clinic.
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa/söyleşe söyleşe. proverb It´s always best to talk with people face to face.
hayvan panayırı cattle fair, stock fair.
hayvan vagonu rail. stockcar. |
|
hayvan |
* animal.
* horse; mount; pack animal.
konuşma dili
* disgusting person, swine; unmannerly person, rude *bastard; slob, uncouth *son-of-a- bitch.
konuşma dili
* disgusting, swinish; rude; crude, uncouth. |
|
hayvan |
animal |
|
hayvan |
brute |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
hayvan derisi |
1. hayvan derisi. |
|
yırtıcı hayvan |
1.
i. yırtıcı kimse veya hayvan; yağma eden kimse. ,yırtıcı hayvan. |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
açlıktan kıvranan hayvan |
|
|
hayvan akciğeri |
|
|
alın (hayvan) |
|
|
amfibi hayvan |
|
|
anne hayvan |
|
|
aşırı hayvan göçü |
|
|
avalanan hayvan miktarı |
|
|
ayak izi (hayvan) |
|
|
kasaplık hayvan kalın bağırsağı |
- {N} chitterling: chitterlings, chitterling
|
|
bağlamak (hayvan) |
|
|
basit yapılı hayvan |
|
|
başıboş hayvan |
- {N} straggler, stray, waif
|
|
benekli hayvan |
|
|
besili hayvan |
|
|
bilek eklemi (hayvan) |
|
|
bir yaşında hayvan |
|
|
bitkisel hayvan |
|
|
bitkiye benzeyen hayvan |
|
|
bodur ama güçlü hayvan |
|
|
bodur hayvan |
|
|
|
|