• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
love Dinle! {lʌv}
  • {N} aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, yar, hayranlık
  • {V} sevmek
love i. sevgi, muhabbet, aşk; sevgili, yâr, dost; b.h. aşk tanrısı, Küpid; psik. eros; (tenis) sıfır, hiç sayı kazanmamış olma. love affair aşk macerası. love apple (eski) domates. love beads hippilerin taktıkları renkli boncuklar. love charm aşk husule getiren büyü. love child aşk mahsulü, gayri meşru çocuk. love feast dostluk bağlarını kutlayan ve kuvvetlendiren ziyafet. love grass çayırgüzeli, bot. Eragrostis major. love knot muhabbet alameti olarak hususi bir şekilde bağlanan fiyonga. love letter aşk mektubu. love match yalnız aşk üzerine kurulan izdivaç. love potion aşk iksiri. love seat iki kişilik sedir. love story aşk hikâyesi. a labor of love hatır için yapılan iş. fall in love abayı yakmak, aşık olmak. for the love of aşkına, hatırı için. give my love to sevgilerimi söyle. make love sevişmek. not for love or money ne hatır için ne para için, hiç bir surette. There is no love lost between them. Birbirlerini hiç sevmezler. Birbirlerinden nefret ederler.
love f. sevmek, aşık olmak.
love f. sevmek, âşık olmak.

i.
1. sevgi.
2. sevi, aşk.
3. sevgili.
4. tenis sıfır.
love love l^v Fiil * sevmek, âşık olmak. İsim * sevgi. * sevi, aşk. * sevgili. tennis * sıfır.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
love affair {,lʌvə'feər}
  • {N} aşk ilişkisi, aşk macerası, gönül macerası
ardent love
  • {N} ateşli aşk
bear love
  • {V} sevgi duymak
blind love
  • {N} ihtiraslı aşk
calf love {'kæflʌv}
  • {N} çocukluk aşkı, gençlik aşkı
desperately in love
  • {ADV} karasevdalı
love to distraction
  • {N} deli gibi sevmek, çıldırasıya sevmek
falling in love
  • {N} aşık olma, gönül verme
free love
  • {N} evlenmeden birlikte yaşama
for the love of God!
  • {INTRJ} Allah aşkına!
labor of love
  • {N} hatır işi, zevk için yapılan iş
light-o'love {,laıtə'lʌv}
  • {N} hafif kadın, fingirdek kadın
being in love
  • {N} aşıklık
be in love
  • {V} aşık olmak
fall in love
  • {V} aşık olmak, abayı yakmak
full of love
  • {A} sevgi dolu
I'd love to.
  • {PHR} sevmek: Çok sevindim.
in love
  • {A} aşık, tutulmuş
make love
  • {V} sevişmek, aşk yapmak
making love
  • {N} sevişme

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
love song
1. a song about love or expressing love for another person.
2. a song about love or expressing love for another person.