İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
means |
{mi:nz}
- {N} araç, vesile, para, servet, varlık
|
|
|
means |
i. vasıta, araç, vesile; servet, varlık, zenginlik, para. means of transport nakil vasıtası, ulaşım araçları, taşıtlar. means to an end araç, vasıta. by all means elbette, şüphesiz. by any means ne şekilde olursa olsun, ne pahasına olursa olsun; hiç. by means of vasıtasıyle. by no means elbette hayır, asla, katiyen. |
|
means |
i. 1. araç, vasıta, bir sonuca ulaşmak için kullanılan şey. 2. servet, varlık. 3. gelir, para. |
|
means |
means
minz
İsim
* araç, vasıta.
* servet, varlık.
* gelir, para. |
|
means |
vasıta, araç, vesile; servet, varlık, zenginlik, p |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
affidavit of means |
|
|
by devious means |
- {ADV} el altından, gizlice
|
|
the end jutifies the means |
- {ID} iyi niyetle yapılan şey hoş görülür, iyi niyetli yalan hoş görülür
|
|
indirect means |
|
|
man of independent means |
- {N} kendi geçimini sağlayan kimse, maddi yönden bağımsız kimse
|
|
by all manner of means |
- {ADV} her halükârda, mutlâka
|
|
by no manner of means |
- {ADV} asla, hiçbir suretle, katiyen
|
|
man of means |
- {N} varlıklı kimse, zengin tip
|
|
that means |
- {PHR} demek ki, demek oluyor ki
|
|
by all means |
|
|
by any means |
- {ADV} hiç, nasıl olursa olsun
|
|
by means of |
|
|
by no means |
- {ADV} katiyen, asla, hiçbir şekilde, hiçbir suretle, kesinlikle, kesinlikle olmaz
|
|
find the means |
|
|
lack of means |
|
|
without means |
|
|
ways and means |
- {N} yol: yollar ve yöntemler
|
|
by all means |
elbette. |
|
by any means |
1. ne şekilde olursa olsun, ne pahasına olursa olsun. 2. hiç. |
|
by fair means or foul |
her ne pahasına olursa olsun. |
|
|
|