Turkish » English  |
Top  |
mutluluk |
- {N} happiness, well-being, felicity, bliss, blissfulness, elation, glory, heaven, nirvana, weal, welfare, well-being: sense of well-being, smile: smiles
|
|
|
mutluluk |
happiness. |
|
mutluluk |
* happiness. |
|
mutluluk |
bliss |
|
mutluluk |
feel joy |
|
|
Turkish » English Indirect results |
Top  |
aşırı mutluluk |
|
|
Size mutluluk dolu yıllar diliyorum. |
- {PHR} wish: I wish you many years of happiness.
|
|
hırslardan arınılarak ulaşılan salt mutluluk |
|
|
huzur ve mutluluk dönemi |
|
|
mutluluk kaynağı |
|
|
mutluluk saçan |
|
|
mutluluk veren |
|
|
mutluluk veren şey |
|
|
salt mutluluk |
|
|
sonsuz mutluluk |
|
|
çok büyük mutluluk |
bliss |
|
(mutluluk,coşku,vb. için) kaçırmak |
dampen |
|
aşırı mutluluk |
ecstasy |
|
mutluluk ve neşe |
euphoria |
|
mutluluk verici |
glad |
|
herkesin mutluluk ve refah içinde yaşayacağı... |
millennium |
|
(neşe,mutluluk,vb.) azalmak |
sag |
|
aşırı mutluluk |
raptures |
n. |
geçici mutluluk |
fool's paradise |
n. |
hırslardan arınılarak ulaşılan salt mutluluk |
nirvana |
n. |
|
|