English » Turkish  |
Top  |
pit |
{pıt}
- {N} çukur, oyuk, kuyu, maden ocağı, parter [tiy.], orkestra yeri, çopur, çekirdek, meyve çekirdeği
- {V} çukurlaşmak, oyuk oyuk olmak, çukur yapmak, iz bırakmak (ciltte), çukura koymak, çopur bırakmak, çekirdeğini çıkarmak
|
|
|
pit |
i. şeftali gibi etli meyvelerin çekirdeği.
f. (
__ted,
__ting) çekirdeğini çıkarmak. |
|
pit |
i. 1. çukur: rifle pit avcı çukuru. target pit hedef çukuru. orchestra pit orkestra çukuru. 2. kısmen yere gömülü sera. 3. (ciltte kalan çiçek izi gibi) iz. 4. İng. maden kuyusu.
f. (
__ted,
__ting) 1. (bir yerde) çukurlar açmak. 2. (hastalık) (birinin yüzünü) çopurlaştırmak. |
|
pit |
f. (-ted, -ting) çukura yerleştirmek; çukurlaştırmak; ufak çukurlarla doldurmak; dövüş meydanına çıkarmak (horoz); bir birine karşı kışkırtmak; çekirdeklerini çıkarmak; tıb. geçici olarak çukurlaşmak. pit one against another birbiriyle mücadeleye sokmak, kapıştırmak . |
|
pit |
i. şeftali gibi etli meyvaların çekirdeği. |
|
|
Turkish » English  |
Top  |
pıt |
,-tı Drip! (the sound made by falling drops).
__ yok. There is not a sound to be heard. |
|
pıt |
pıt{ı}
* Drip! (the sound made by falling drops). |
|
|
|