İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| proud |
{praʋd}
- {A} gurur verici, azametli, gururlu, onurlu, şerefli, mağrur, kibirli, görkemli, kabarmış
|
|
|
|
| proud |
s. gururlu, mağrur, kibirli, azametli; onurlu, izzetinefsi olan; haysiyetli; (of ile) iftihar eden; canlı (at v.b.); görkemli; muhteşem, tantanalı. proud flesh tıb. yara içinde veya etrafında mantar gibi şişmiş et. proudhearted
s. kibirli. a proud day for us bizim için iftihar edilecek bir gün. do oneself proud kendisini onurlandıracak derecede başarmak. I am proud to know him. Onu tanımakla iftihar ediyorum. proudly
z. gururla, iftiharla. |
|
| proud |
s. 1. gururlu, mağrur. 2. kibirli: He´s too proud to apologize. O kadar kibirli ki özür bile dilemez. |
|
| proud |
proud
praud
Sıfat
* kibirli:
He's too proud to apologize.
O kadar kibirli ki özür bile dilemez.
* gururlu. |
|
| proud |
gururlu, mağrur, kibirli, azametli; onurlu, izzeti |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| as proud as Lucifer |
|
|
| be proud |
|
|
| be proud of |
- {V} iftihar etmek, gurur duymak, övünmek (ile)
|
|
| be proud to do |
- {V} yapmaktan gurur duymak, yapmakla şeref duymak
|
|
| do oneself proud |
- {V} kendine iyi bakmak, kendine saygısı olmak, özsaygısı olmak, boğazına iyi bakmak
|
|
| do smb. proud |
- {V} iyi ağırlamak, hürmet etmek, el üstünde tutmak
|
|
| make proud |
- {V} şeref vermek, gururlandırmak
|
|
| proud flesh |
- {N} şişlik, yara etrafındaki şişlik
|
|
| proud of |
|
|
| purse-proud |
{'pɜ:rs,praʋd}
- {A} parası ile övünen, zenginliği ile böbürlenen, kesesine güvenen
|
|
| a proud day for us |
bizim için övünç dolu bir gün. |
|
| be proud of |
-den gurur/kıvanç/övünç duymak, ile iftihar etmek, ile övünmek. |
|
| do s.o. proud |
k. dili 1. birini çok iyi ağırlamak. 2. birine gurur vermek. |
|
| I am proud to know him. |
Onu tanımakla iftihar ediyorum. |
|
| a proud day for us |
* bizim için iftihar edilecek bir gün. |
|
| be proud of |
* -den gurur duymak, ile iftihar etmek, ile övünmek. |
|
| do someone proud |
Konuşma Dili
* birini çok iyi ağırlamak.
* birine gurur vermek. |
|
| I am proud to know him. |
* Onu tanımakla iftihar ediyorum. |
|
| as proud as |
prep.gibi kibirli:ıf.|gibi kibirli |
|
| be proud |
gurur duy |
|
|
|