İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
rain |
{reın}
- {N} rahmet, yağmur
- {V} yağmur yağmak, yağmak, yağdırmak, yağmuruna tutmak, şakır şakır akmak
|
|
|
rain |
i, f yağmur; çog tropikal üIkelerde yağmur mevsimi;
f. yağmak, yağmur yağmak; yağmur gibi boşanmak; yağmur gibi yağdırmak. rain area, rain belt yağmur bölgesi. rain barrel yağmur fıçısı. rain check ertelenmiş maç için seyirciye verilen yeni bilet; argo davete gidemeyen misafiri başka gün için davet etme. rain forest cengel. rain gauge yağmur ölçeği. rain cats and dogs pek şiddetli yağmak. |
|
rain |
i. yağmur.
f. 1. yağmur yağmak. 2. yağmur gibi boşanmak. 3. yağmur gibi yağdırmak. |
|
rain |
rain
reyn
İsim
* yağmur.
Fiil
* yağmur yağmak.
* yağmur gibi boşanmak.
* yağmur gibi yağdırmak. |
|
rain |
yağmur; çog tropikal üIkelerde yağmur mevsimi; ya |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
acid rain |
|
|
rain cats and dogs |
- {ID} bardaktan boşanırcasına yağmak
|
|
curtain of rain |
|
|
drenched with rain |
- {A} sırılsıklam: yağmurdan sırılsıklam olmuş
|
|
driving rain |
|
|
heavy rain |
|
|
if the rain keeps off |
|
|
pelting rain |
- {N} yağmur: bardaktan boşanırcasına yağan yağmur
|
|
torrents of rain |
- {N} yağma: bardaktan boşanırcasına yağma
|
|
rain check |
- {N} ertelenen maç için seyirciye verilen bilet, hakkını daha sonra kullanma hakkı, indirimde kalmayan malı daha sonra alabilme hakkı
|
|
take a rain check on |
- {V} hakkını daha sonra kullanabilmek
|
|
rain forest |
{'reın,fɔ:rıst}
- {N} yağmur ormanı, tropikal orman
|
|
rain-gauge |
{'reıngeıdʒ}
|
|
rain in torrents |
- {V} bardaktan boşanırcasına yağmak
|
|
rain or shine |
- {ID} her halükârda, öyle ya da böyle, ne olursa olsun
|
|
rain water |
{'reın,wɒtər}
|
|
thin rain |
|
|
there is a threat of rain |
- {PHR} yağmur yağacağa benziyor
|
|
acid rain |
asit yağmuru |
|
artificial rain |
suni yağmur |
|
|
|