sculpture |
{'skʌlptʃər}
- {N} heykel, heykelcik, heykeltraşlık, oyma, oyma işi
- {V} oymak, yontmak, heykelini yapmak, heykeltraşlık yapmak
|
|
|
sculpture |
i. 1. heykel. 2. heykeltıraşlık.
f. oymak; heykel yapmak. |
|
sculpture |
i.
f. heykel, heykeller; heykelcilik, heykeltıraşlık; oyma, oyma işi;
f. oymak, kalemle hakketmek; su kuvvetiyle şeklini değiştirmek. |
|
sculpture |
i. 1. heykel. 2. heykeltıraşlık.
f. oymak; heykel yapmak. |
|
sculpture |
i.
f. heykel, heykeller; heykelcilik, heykeltıraşlık; oyma, oyma işi;
f. oymak, kalemle hakketmek; su kuvvetiyle şeklini değiştirmek. |
|
|