• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
string Dinle! {strıŋ}
  • {N} kılçık (fasulye vb.), ip, kordon, sicim, bağ, bağcık, kiriş, tel, lif, yay (keman), dizi, damar (yaprak), koşul, şart
  • {V} takmak (tel, ip), dizmek, germek, bağlamak, ip: ipe dizmek, düzenlemek, sıralamak, kılçıklarını ayıklamak, sıra halinde gitmek, yutturmak, kandırmak, aldatmak
string i. ip sicim, kaytan, kordon, şerit; şart; tahdit; boncuk dizisi; dizi, seri; A.B.D., k.dili. yarış atı grubu; kiriş tel, saz teli; lif; çoğ. yaylı sazlar. string bag file string band yaylı sazlar orkestrası. string bean çalı fasulyesi; k.dili. uzun ve sıska kimse, sırık gibi kimse. string quartet yaylı sazlar kuarteti. string tie dar kravat. have two strings to ones bow yedek plan bulundurmak. on a string sermayesiz olarak; baskı veya kontrol altında. on the string peşinde. pull strings başkalarının faaliyetini gizlice idare etmek; başkalarına gizlice tesir etmek; piston kullanmak.
string f. (strung) tel takmak; akort etmek; germek; ipliğe dizmek, ipe geçirmek; kılçıklarını çıkarmak (taze fasulye); iple bağlamak veya asmak; tel tel olmak; sıra veya dizi halinde gitmek. string along aldatmak; ayak uydurmak. string along with k.dili. beraberinde gitmek, peşine takılmak. string up A.B.D., k.dili. ipe çekmek, asmak. stringed

s. iplikli, telli. stringed instruments yaylı sazlar.
string i.
1. ip; sicim.
2. (telli çalgılarda) tel/kiriş; (piyanoda) tel.
3. bilg. dizgi.
string f. (strung)
1. (telli çalgıya/piyanoya) tel takmak.
2. (boncuk v.b.´ni) ipe dizmek.
3. (fasulyenin kılçığını) çıkarmak.

Türkçe » İngilizce Yukarı
string string

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
have more than one string to one's bow
  • {ID} birden fazla seçeneği olmak
G-string Dinle! {'dʒi:,strıŋ}
  • {N} sol notası teli [müz.], tanga, striptizci erkeklerin giydiği bant
harp on the same string
  • {ID} dil: diline dolamak, tekrarlayıp durmak
lowest note string
  • {N} bamteli
string along
  • {V} oyalamak, kandırmak, ayak uydurmak, birlikte gitmek, peşinden gitmek
string along with
  • {V} uymak, ayak uydurmak
string bag
  • {N} file
string band
  • {N} yaylı sazlar orkestrası
string bean {'strıŋ,bi:n}
  • {N} fasulye: çalı fasulyesi
string orchestra
  • {N} yaylı sazlar orkestrası
string up
  • {V} ip: ipe çekmek, asmak, sinirlendirmek, sinir etmek
alphabetic string alfabetik dizgi
alphabetic string alfabetik dizgi
alphabetic string alfabetik dizgi
bit string bit dizgisi
bit string bit dizgisi
character string damga (karakter) dizgisi
character string karakter dizilimi
character string karakter dizgisi
character string damga dizgisi