tax |
{tæks}
- {N} vergi, haraç, harç, resim, vergilendirme, yük, külfet
- {V} vergilendirmek, vergi koymak, yük olmak, yormak, suçlamak, mahkeme masrafını belirlemek
|
|
|
tax |
i.
f. vergi, resim; külfet, yük;
f. vergi koymak, vergi yüklemek; mahkeme masrafım tayin etmek; isnat etmek, yüklemek; külfet olmak, yormak, tüketmek. tax certificate icra yoluyla alman mülkün vergi borcunun ödendiğini belirten vesika .tax list vergi listesi. tax ones belief inancını sarsmak. tax shelter gelir vergisi indirimi için baş vurulan çare. tax ones patience sabrını tüketmek. income tax gelir vergisi. indirect tax hidden tax dolaylı vergi. |
|
tax |
i. 1. (tahsil edilen/koyulan) vergi. 2. (birinin takatını, sabrını v.b.´ni) zorlayan şey: This is a real tax on my patience. Sabrımı zorlayan bir şey bu.
f. 1. -den vergi almak; -e vergi koymak; -i vergilendirmek: They´re going to tax us heavily this year. Bu sene bizden çok vergi alacaklar. This government won´t tax books. Bu hükümet kitaba vergi koymayacak. Will they really tax the queen? Kraliçeyi gerçekten vergilendirecekler mi? 2. (takat, sabır v.b.´ni) zorlamak: This will tax your strength. Bu takatını zorlayacak. |
|
tax |
tax
täks
İsim
* (tahsil edilen veya koyulan) vergi.
* (birinin takatını, sabrını v.b.'ni) zorlayan şey.
Fiil
* -den vergi almak; -e vergi koymak; -i vergilendirmek.
* (takat, sabır v.b.'ni) zorlamak. |
|
tax |
vergi, resim; külfet, yük; vergi koymak, vergi yü |
|
|