• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
win Dinle! {wın}
  • {N} kazanma, zafer, galibiyet, başarı
  • {V} galip gelmek, kazanmak, elde etmek, ele geçirmek, ulaşmak, ikna etmek, dostluğunu kazanmak
win f. (won, -ning)

i. kazanmak, yenmek, galip gelmek; birinci gelmek; ele geçirmek, temin etmek; gönlünü kazanmak; gayesine erişmek; fethetmek; (maden veya kömür) çıkarmak;

i. zafer, yengi, başarı; kazanç; birinci gelme. win by a head yarışta bir at başı farkı ile kazanmak. win hands down kolayca kazanmak. win one over kendi fikrini kabul ettirmek. win ones spurs kişiliğini kabul ettirmek. win out başarmak. win the day, win the field savaşı kazanmak galip gelmek. win the toss yazı veya tura atmada kazanmak. win through sonuca ulaşmak.
win f. (won,

winning)
1. kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku´s won the prize. Ödülü Utku kazandı. They´ve finally won his support. Nihayet onun desteğini sağladılar.
2. (muharebede) galip gelmek: France won the war. Savaşta Fransa galip geldi.

i. galibiyet.
win win wîn Fiil [D] won, winning * kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Şirin's won the prize. Ödülü Şirin kazandı. They've finally won his support. Nihayet onun desteğini sağladılar. * (muharebede) galip gelmek: Austria won the war. Savaşta Avusturya galip geldi. İsim * galibiyet.
win (won, -ning) kazanmak, yenmek, galip gelmek; biri