worth >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

İngilizce » Türkçe

Yukarı

worth	{wɜ:rɵ} {V} değmek {A} değer, layık, bedel, değerinde {N} değer, bedel, değerli şey

worth	i. (edat) değer, kıymet; servet; bedel, -lik; (edat) değerinde; layık, değer; sahibi, -lik. three liras worth of candy üç liralık şeker. Its worth seeing. Görmeye değer. for all its worth son haddine kadar. for what its worth ne olursa olsun.
worth	i. kıymet, değer: It´s of very little worth. Kıymeti pek az. Give me five hundred thousand liras´ worth of cheese. Bana beş yüz bin liralık peynir ver. edat
worth	worth wırth İsim * kıymet, değer: It's of very little worth. Kıymeti pek az. Give me ten thousand liras' worth of cheese. Bana on bin liralık peynir ver. partical ·[bakınız] "be worth"
worth	(edat) değer, kıymet; servet; bedel, -lik; (edat)

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar

Yukarı

not worth a button	{A} beş para etmez
not worth a cent	{A} beş para etmez
not worth a damn	{A} beş para etmez
not worth a doit	{ADV} beş para etmez
not worth a farthing	{A} beş para etmez
not worth a fig	{A} beş para etmez, önemsiz
not worth a penny	{A} beş kuruş etmez, beş para etmez
piastre's worth	{A} kuruşluk, kuruş kadar
be worth a month's purchase	{V} bir aylık ömrü kalmak
not worth a rap	{A} beş para etmez
not worth a rush	{A} beş para etmez
worth seeing	{A} görmeye değer
be worth it	{V} zahmete değmek
be worth the trouble	{V} zahmete değmek
for all one's worth	{ADV} olanca gücüyle
get the worth of one's money	{V} parasının karşılığını almak
Is it worth repairing?	{PHR} değer: Tamir etmeye değer mi?
men of worth	{N} önemli kişiler
of no worth	{A} değersiz, önemsiz
worth a penny	{A} beş paralık