• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
wrinkle-free {'rıŋkəl,frı:}
  • {A} buruşmaz

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
accident-free {'æksıdənt,fri:}
  • {A} kazasız
Free admission
  • {PHR} giriş: Ücretsiz giriş
free agent
  • {N} başına buyruk kimse, istediğini yapabilen kimse
alcohol-free {'ælkəhɔ:l,fri:}
  • {A} alkolsüz
free from bias
  • {A} tarafsız
free on board
  • {N} araçtan teslim, teslim: güvertede teslim, teslim: gemide teslim
caffeine-free
  • {A} kafeinsiz
toll-free call
  • {N} arama: ücretsiz arama
be free from care
  • {V} kaygısız olmak, kendini fazla üzmemek
free of charge
  • {A} bedava, masrafsız
Free Church
  • {N} kilise: devlete bağımsız kilise
duty-free Dinle! {,du:tı'fri:}
  • {A} gümrüksüz
  • {ADV} gümrük ödemeden
Do you sell duty-free goods on board?
  • {PHR} gümrüksüz: Uçakta gümrüksüz ürünler satıyor musunuz?
fancy-free Dinle! {'fænsı,fri:}
  • {A} boşta, kâlbi boş, sevgilisi olmayan
free Dinle! {fri:}
  • {A} özgür, hür, kısıtlanmamış, masrafsız, bağımsız, serbest, muaf, samimi, açık, doğal, bedava, ücretsiz, parasız, vergiden muaf, boş, aletsiz
  • {ADV} serbestçe, ücretsiz, parasız
  • {V} serbest bırakmak, salıvermek, tahliye etmek, kurtarmak, muaf tutmak
Are you free?
  • {PHR} boş: Boş musunuz?
set free
  • {V} serbest bırakmak, azat etmek, özgürlüğüne kavuşturmak, salıvermek, tahliye etmek, kurtarmak
Will you be free tomorrow?
  • {PHR} boş: Yarın boş musunuz?
free area
  • {N} bölge: serbest bölge
free back
  • {N} libero