İngilizce » Türkçe  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
| insist |
{ın'sıst}
- {V} dayatmak, ısrar etmek, tutturmak, ayak diremek, diretmek, üzerinde durmak, kararlı olmak
|
|
|
|
| insist |
f. ısrar etmek, sebat göstermek, davasından vaz geçmemek. insistence
i. ısrar, sebat. insistent
s. ısrar edici, zorlayıcı. |
|
| insist |
f. (on/upon) (-de) ısrar etmek, (-de) direnmek, (için) diretmek, (-de) ayak diremek, -i tutturmak: She insisted on buying the red dress. Kırmızı elbiseyi almakta ısrar etti. He insisted that there be an immediate investigation. Derhal bir soruşturma açılması için diretti. |
|
| insist |
in.sist
însîst'
Fiil
* {(on/upon)} -de ısrar etmek, -de direnmek, için diretmek, -de ayak diremek, -i tutturmak:
She insisted on buying the red dress.
Kırmızı elbiseyi almakta ısrar etti.
He insisted that there be an immediate investigation.
Derhal bir soruşturma açılması için diretti. |
|
| insist |
ısrar etmek, sebat göstermek, davasından vaz geçme |
|
|
İngilizce » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
| Insist |
To stand or rest; to find support; -- with in, on, or upon. |
v. i. |
| Insist |
To take a stand and refuse to give way; to hold to something firmly or determinedly; to be persistent, urgent, or pressing; to persist in demanding; -- followed by on, upon, or that; as, he insisted on these conditions; he insisted on going at once; he insists that he must have money. |
v. i. |
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|