Türkçe » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
kafa |
- {N} head, brain: brains, bean, intelligence, cast of mind, chump, coconut, conk, costard, end, headpiece, knob, nob, noddle, noggin, noodle, nut, onion, pate, poll, potato, savvy, sconce
|
|
|
kafa |
1. head. 2. mind, mental attitude. 3. intelligence. 4. a large marble, shoooter.
kafa ya almak slang 1. /ı/ to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job).
kafası almamak /ı/ 1. not to be able to understand. 2. to be too tired to understand. 3. not to be able to believe.
kafadan atmak to make up something and try to pass it off as the truth.
kafa boşluğu cranial cavity, cavum cranii.
kafası bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry.
kafası bulanmak to get confused.
kafayı bulmak slang to be pleasantly tipsy (from drink).
kafası çalışmak to be on the ball.
kafayı çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up.
kafasından çıkarmak /ı/ to put (an idea) out of one´s head.
kafasına dank etmek/demek to dawn on one at last.
kafa değiştirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking.
kafa dengi 1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded.
kafasının dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases.
kafası dinç olmak to feel fresh and alert.
kafası dönmek 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy.
kafası dumanlı 1. tipsy, tight. 2. tired and confused.
kafası durmak to be too tired to think.
kafadan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head.
kafasına girmek /ın/ 1. to make good sense, seem to be right (to). 2. to comprehend, understand.
kafa göz yarmak to be awkward and unskillful.
kafa işçisi white-collar worker.
kafası işlemek to be on the ball.
kafası izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather.
kafa kafaya vermek to put their heads together.
kafa kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think.
kafası karışmak (for someone) to get confused.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around.
kafası kazan (gibi) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort).
kafasını kızdırmak /ın/ to make (someone´s) blood boil.
kafası kızmak to get angry.
kafadan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head.
kafasına koymak /ı/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something).
kafasını kullanmak to use one´s head.
kafasını kurcalamak /ın/ to make (one) think.
kafa patlatmak to do a lot of hard mental work.
kafadan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head.
kafa sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man.
kafasına sığmamak not to be able to comprehend.
kafasında şimşek çakmak to get a sudden inspiration.
kafa şişirmek (for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight.
kafası şişmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort).
kafasına takılıp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind.
kafası taşa çarpmak to learn something the hard way.
kafasını taştan taşa çarpmak/vurmak 1. to regret bitterly a lost opportunity. 2. to feel very remorseful.
kafa tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly.
kafayı tütsülemek slang to get tight, get tipsy.
kafa ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off.
kafasına vur, ekmeğini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him.
kafasına vura vura by force.
kafasına vurmak (for drink) to go to one´s head.
kafasını vurmak /ın/ to behead.
kafayı (yere) vurmak 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness).
kafa vuruşu soccer header.
kafa yağı slang sperm, semen.
kafası yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere.
kafası yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again.
kafa yormak to ponder, think hard, rack one´s brains. |
|
kafa |
* head.
* mind, mental attitude.
* intelligence.
* a large marble, shooter. |
|
kafa |
noggin |
|
kafa |
pate |
|
|
Türkçe » Almanca  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
kafa |
- {N} Hirn (N), Kopf (M), Oberstübchen (N)
|
|
kafa |
Kopf [der], Hirn [das]; Denkart [die], Mentalität [die]; Sinn [der]; Verstand [der], Klugheit [die] |
|
kafa |
r Kopf; r Verstand, e Klugheit. |
|
kafa |
Kopf m |
|
kafa |
Kopf |
m |
|
Türkçe » Türkçe  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
kafa |
Baş (özellikle insan başi), ser * Hayvanlarda genellikle agiz, göz, burun, kulak gibi organlarin bulundugu
vücudun en ön bölümü * Görüş ve inançlarin etkisi altinda beliren düşünme ve yargilama yolu, zihniyet *
Kavrama ve anlama yetenegi, zekâ, zihin * Bellek * Çocuk oyunlarinda kullanilan zipzip taşinin veya cevizin
büyük boyu * Mekanik bir bütünün parçası |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|