• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
New Layout
Text Translation
Old Layout
Web Search
WORD
     

Google Translate
WORD
     
Language selection
»
|

Ottoman » Turkish Top
AB-HANE f. Abdest bozacak yer. Helâ, tuvalet.

Ottoman » Turkish Indirect results Top
ABDEST-HANE f. Ayak yolu, helâ. * Abdest alacak yer.
ARZ-HANE f. İstanbuldaki Topkapı sarayında bulunan Hırka-i Şerif odasının dışında kalan aralık oda.
AŞ-HANE f. Aşevi, mutfak.
BÂB-I HÂNE f. Hırsızların yeri. * Fuhuşhane. * Tembeller yurdu.
BAR-HANE f. Yük yeri, yüklük. * Yolcu eşyası indirilecek ve saklanacak yer.
DARU-HANE f. İlâç satılan yer, eczahane.
DÛD-HÂNE f. Kabile, silsile, hânedan, soysop.
ERRE-HÂNE f. Bıçkı yeri, hızar.
GAMM-HANE f. Hüzün ve tasa yeri. * Mc: Dünya.
GUR-HANE f. Türbe.
HANE f. Ev, mesken, beyt. * Mat: Basamak, bölüm, göz. * Bazı kelimelerle birleştirilip mürekkep isim yapılan bir "ek" tir. "Hasta-hane, ecza-hane, yazı-hane, kıraat-hane" gibi.
HANE Meyhane.
HANE BER-DUŞ Evi omuzunda. Avare. Serseri.
HANE-FÜRUŞ f. Ev komisyoncusu, ev tellâlı.
HANE-GÎ f. Evcil, evde beslenen. Evde bulunanlardan, evdekilerden.
HANE-GİR f. Bir yeri mekân sayan kimse.
HANE-HARAB f. Câhil, bilgisiz. * Evi yıkılmış, evsiz barksız kalmış. * Hâli perişan olmuş kimse. * Mc: Müflis, züğürt, sefil.
HANE-HUDA f. Ev sahibi, sahib-ül beyt.
HANE-İ AVARIZ Avarız ve bedel-i nüzul ve buna benzer vergiler ve tekâlifin toplanmasında tutulan ölçü. Buradaki hanenin, lügat mânası olan evle münasebeti yoktur. Kasabalar, köyler nüfuslarına ve emlâk ve arazilerinin miktar ve hâsılatlarına göre hane itibar edilir ve mahallî masraflarla sair vergiler ona göre tanzim edilirdi. Bu usul Tanzimat-ı Hayriyeye kadar devam etmiştir. (O.T.D.S.)
HANE-İ ÂYİNE Her yanı birbirinin aynı olan oda, salon veya köşk.