GUŞ-HURDE |
f. Kulağı bükülmüş, terbiye edilmiş. |
|
HURDE |
f. Bir şeyin küçüğü, ufağı. * Ufak şey, ufak parça. Ufak ve kırıntıdan ibaret olan. * Pek ince ve küçük. |
|
HURDE |
f. Yenilmiş. |
|
HURDE TEZYİNAT |
Tezhibde küçük süsleme motiflerine verilen genel isim. |
|
HURDE-BÎNANE |
İnceden inceye. Kılı kırk yararak. |
|
HURDE-BÎNÎ |
Gözle görülmeyecek derecede küçük. Mikroskopik.(Gözle görülmeyen hurdebinî bir hayvanın ne kadar
keskin duyguları var ki, arkadaşının sesini işitir, rızkını görür, gayet hassas ve keskin hisleri vardır. Şu hâl
gösteriyor ki; maddenin küçülüp inceleşmesi nisbetinde âsar-ı hayat tezayüd ediyor, nur-u ruh teşeddüd
ediyor. Güya madde inceleştikçe, bizim maddiyatımızdan uzaklaştıkça ruh âlemine, hayat âlemine, şuur
âlemine yaklaşıyor gibi hararet-i ruh, nur-u hayat daha şiddetli tecelli ediyor. İşte hiç mümkün müdür ki; bu
madde perdesinde bu kadar hayat ve şuur ve ruhun tereşşuhatı bulunsun; o perde altında olan âlem-i bâtın
ziruh ve zişuurlarla dolu olmasın...S.) |
|
HURDE-HÂŞ |
f. Param parça, kırık dökük. |
|
|