DELALET-İ SELÂSE |
Üç çeşit delâlet. Bunlar da: Delâlet-i mutabıkıye, delâlet-i tazammuniye, delâlet-i iltizamiyedir.1- Delalet-i
mutabıkıye: Bir kelâmın vaz'olunduğu, yani kasdedilen mânanın tamanına delâletidir. Meselâ: İnsan lâfzı,
insanın tam mahiyeti olan, hayvan-ı natık, (yani, konuşan hayat sahibi varlık) mânasına delâleti gibi.2-
Delalet-i tazammuniye: Bir lâfzın vaz'olunduğu mânanın bir cüz'üne delâletidir.3- Delalet-i iltizamiye: Bir lâfzın
vaz'olunduğu mânanın lâzımına yani o mâna ile beraber bulunması zaruri olan diğer bir mânaya delâletidir.
Mezkur delâlet-i selâseye ait şöyle bir misal dahi verilir."Zekât, müslümanların fakirlerine verilir, hiç bir zengine
verilmez." İbaresi; zekâtın, yalnız Müslüman fakirlere verileceğine delâlet-i mutabıkıye ile; zengin olan Ahmet,
Mehmet gibi belli şahıslara verilemiyeceğine delâlet-i tazammuniye ile; zekât hususunda zenginler ile fakirler
arasında fark bulunduğuna da delâlet-i iltizamiye ile delâlet eder. |
|
DELALET-İ ZÂTİYE |
Kendi zatı ile, bizzat kendisini eserleri ile göstermek suretiyle olan delâlet, şahidlik. |
|
HÜSN-Ü DELÂLET |
Hayırlı. İyi bir başlangıca delâlet. |
|
KAT'Î DELALET |
şüphesiz, kat'i delil. |
|
|