FASAHAT |
Doğru ve düzgün söyleyiş. Açık ve güzel ifadeli konuşma.Fasâhat: Sözün; lâfız, mâna ve âhenk itibariyle
kusursuz olmasıdır. Diğer tâbirle, lâfızların söylenişinin tatlı, mânasının da söylenirken hemen zihne girmesidir.
Bu keyfiyetlerin birincisi, kelime ve cümle âhengi ile, ikincisi de kullanan kimsenin kelime hazinesi ve seçme
kudreti ile alâkalıdır. Fasâhatin daha yüksek derecesine belâgat denir ki; fasih bir sözün, yerine ve adamına
göre söylenmesidir. Her beliğ söz, yerine göre denmemişse, beliğ olamaz. (Edb. S.)Kelimenin aslı: "Sütün
köpüğü gidip hâlis kalması" mânasına idi. Sonra bir şeyin sâfi ve şaibelerden, şüphelerden hâlis olmasında
kullanılmıştır. Bir şeyin belli ve âşikâr olması. (L.R.)(Lâfzındaki fesahat-ı harikasıdır. Evet Kur'an mânen
üslub-u beyan cihetiyle fevkalâde beliğ olduğu gibi lâfzında gayet selis bir fesahati vardır. Fesahatin kat'i
vücuduna, usandırmaması delildir ve fesahatin hikmetine, fenn-i beyan ve maaninin dâhi ulemasının
şehadetleri bir bürhân-ı bâhirdir. Evet, binler defa tekrar edilse usandırmıyor. Belki lezzet veriyor. Küçük basit
bir çocuğun hâfızasına ağır gelmiyor; hıfzedebilir. En hastalıklı, az bir sözden müteezzi olan bir kulağa nâhoş
gelmiyor, hoş geliyor. Sekeratta olanın damağına şerbet gibi oluyor. Zemzeme-i Kur'an onun kulağında ve
dimağında aynen ağzında ve damağında mâ-i zemzem gibi leziz geliyor. Usandırmamasının sırr-ı hikmeti şudur
ki: Kur'an, kulube kut ve gıda ve ukule kuvvet ve gınâdır ve ruha mâ ve ziyâ ve nüfusa devâ ve şifâ
olduğundan usandırmaz. Hergün ekmek yeriz, usanmayız. Fakat en güzel bir meyveyi hergün yesek,
usandıracak. Demek Kur'an hak ve hakikat ve sıdk ve hidayet ve hârika bir fesahat olduğundandır ki,
usandırmıyor, daima gençliğini muhafaza ettiği gibi tarâvetini, halâvetini de muhafaza ediyor. Hattâ Kureyşin
rüesâsından müdakkik bir beliğ, müşrikler tarafından, Kur'anı dinlemek için gitmiş. Dinlemiş, dönmüş, demiş
ki: "Şu kelâmın öyle bir halâveti ve tarâveti var ki kelâm-ı beşere benzemez. Ben şairleri, kâhinleri biliyorum.
Bu onların hiç sözlerine benzemez. Olsa olsa etbâımızı kandırmak için sihir demeliyiz." İşte Kur'an-ı Hakîm'in
en muannid düşmanları bile fesahatinden hayran oluyorlar. S.) |
|
|
|