Ottoman » Turkish  |
Top  |
HALA |
(C.: Hâlât) Babanın kız kardeşi, hala. Arapçada: Ananın kızkardeşi. Teyze. |
|
|
HALÂ |
(Harf-i cerrdir) İstisnaya delâlet eder. |
|
HALÂ |
Yaş ot. |
|
HÂLÂ |
(Hâlen) şimdi. Henüz. şimdiye kadar. Elân. |
|
|
Ottoman » Turkish Indirect results |
Top  |
HALA' |
Koparmak. * Pişmiş et. |
|
HALÂ' |
Boş, hâli. * Ayak yolu, abdesthane. * Devenin çökmesi. |
|
HALA'LA' |
Erkek sırtlan. |
|
MA-HALA |
(Bir istisnâ edatıdır) Mâadâ mânasına gelir, kendinden sonraki kelimeyi nasb eder. $ (Allah'tan başka herşey
fânidir) cümlesinde olduğu gibi. |
|
|
|