Osmanlıca » Türkçe   | 
				Yukarı   | 
			 
			
				
							
								| SADE | 
								 (Sayd. dan) Mâzi fiilidir. "Avlandı" mânâsındadır. ( dan) "Bağır, ilân et" mânâsına emirdir. Meydan okumak, 
âciz bırakmak mealinde ve i'caz yoluna işaret eder "sâd" diye okunur. * Sadakat, sıdk gibi mânâlara da gelir. | 
								 | 
							 
							
								| 
 | 
							 
							
								| SADE | 
								 f. Basit, karışık olmayan, katıksız. * Saf, gösterişsiz, lüzumsuz bulunmayan. * Tek katlı. * Ancak, yalnız. * 
Süssüz. * Derin düşünemiyen, saf adam. | 
								 | 
							 
							
								| SADE | 
								 (Seyyid. C.) Seyyidler. | 
								 | 
							 
				  | 
			 
 
 
	
				
					  Osmanlıca » Türkçe   İlişkili Sonuçlar | 
					Yukarı   | 
				 
				
					
									
									| MU'SADE | 
									 (İ'sad. dan) Sımsıkı kapatılmış, kilitlenmiş olan. | 
									 | 
								 
								
									| MÜ'SADE | 
									 (İsad. dan ism-i mef'uldür) "Asadet-ül bab" denir ki; kapıyı kapadım, sımsıkı kilitledim demektir. Üzerlerine 
ateşin yakılıp fırın gibi kapısının kapanması ateşin şiddetini icab edeceğinden, Cehennemde azabların şiddet 
ve ebediyetinden kinayedir. (E.T.) | 
									 | 
								 
								
									| SADE' | 
									 Demir pası. | 
									 | 
								 
					  | 
				 
	 
	 
	 |