• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
DAİRE Resmi hükümet makamlarından her biri. * Yazıhane. * Büyük bir idare adamının makamı. * Ev veya apartman katı. * Bir manevi te'sirin hükmü geçtiği mahal. * Sınır içi. * Büro, büyük ev, konak. * Çember, düz yuvarlak şekil. * Mat: Merkezden aynı uzaklıktaki noktaların çevirdiği düzlük parçası. * Hezimet ve musibet. Beliye-i muhita. * Dönüp dolaşıp meydana gelen hâdise ve inkılâb.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
DAİRE-İ ÂFÂK Ufuklar dairesi. Çok geniş ve büyük dâire, kâinat.
DAİRE-İ EHADİYET Allah'ın ehadiyetle tecelli ettiği dâire. (Bak: Ehadiyet)
DAİRE-İ ESBAB Sebepler dâiresi. Sebep ve kanunların bulunduğu yer olan maddi âlem.
DAİRE-İ ESMÂ Cenab-ı Hakk'ın isimlerinin sahası ve dairesi.
DAİRE-İ İMKÂN Kâinat. İmkân âlemi. Mükevvenat. Mümkün olan, şartların müsait olduğu âlem. (Daire-i mümkinat da aynı mânada kullanılır.)
DAİRE-İ MÜMKİNAT (Bak: Daire-i imkân)
DAİRE-İ RESMİYE Hükûmet dairesi, resmi daire.
DAİRE-İ VÜCUB Tebeddül ve tagayyür etmeyen ve mümkinat âleminden olmayan âlemler. Esmâ ve Sıfât-ı İlâhiyye gibi. (Bak: Vücub âlemi)
DAİRE-İ VÜCUD Vücud ve varlık dairesi ve sahası.
FÂSİD DAİRE Man: A yı B ile, B yi A ile ispat etmek. Bir düşünceyi isbat etmek için isbat edilmemiş başka bir düşünceyi delil olarak kullanmak ve bunu da isbat için isbatı istenen ilk düşünceyi doğru sayıp buna delil diye kullanmak. Yani isbat edilen ile isbat edeni birbirine delil saymak olup isabetsizdir.
FASİT DAİRE (Bak: Fâsid daire)
KUTR-U DÂİRE Geo: Dairenin kutru. Çap.
MUHİT-İ DÂİRE Mat: Daire çevresi. Çember.
RUB'-I DAİRE Dairenin dörtte biri.