EKULÜ KEMÂ KÂLE |
Onun söylediği gibi söylerim (meâlinde.) |
|
EV-KEMA KAL |
Söylediği gibi. Söylendiği gibi. * Hadis-i Şerifi lâfzı ile aynen nakletmekte bir hata olmuşsa, mes'uliyetten
kurtulmak için bu kelâm söylenir. "Bu naklettiğim hadisin metninde yanlışım varsa Peygamber (A.S.M.)
aslında nasıl söylemiş ise aynen onu kastediyorum" demektir. |
|
KEMÂ BİŞ |
f. Aşağı yukarı. Takriben. |
|
KEMÂ Fİ-L-EVVEL |
Evvelki gibi. |
|
KEMÂ Fİ-S-SÂBIK |
Eskisi gibi. |
|
KEMÂ HİYE |
(Kemâ hüve) Onun gibi, nitekim, olduğu gibi. |
|
KEMÂ HİYE HAKKUHÂ |
Gereği gibi. |
|
KEMÂ HÜVE-L-MUTAD |
Mutad olduğu ve alışıldığı üzere. |
|
KEMÂ KÂNE |
Eskiden olduğu gibi, eski tarzda. |
|
KEMÂ KÂNE Fİ-S-SÂBIK |
Eskisi gibi, eskisindeki gibi. |
|
KEMA YENBAGÎ |
İcabettiği gibi, uygun olduğu üzere, lâyıkı gibi. |
|
KEMÂ-HÜVE |
(Bak: Kemâ hiye) |
|