KAZIYE |
Ölüm. |
|
KAZİYE (KAZİYYE) |
Man: Hüküm. Bir hükmü ifâde eden kelâm. * Karar. Fikir. İfâde. * Hak veya bâtıl mâna ifade eden söz. *
Hükmeylemek. * Hükümet. |
|
KAZİYE-İ BEDİHİYYE |
Man: Delil ile isbata muhtaç olmaksızın, aklın cezmen hüküm ve tasdik eylediği hüküm. Bu iki kısma ayrılır:1-
Kaziye-i bedihiyye-i akliyye: Aklın hârice danışmayarak ve havassın (hislerin) tavassut ve yardımına muhtaç
olmayarak tasdik eylediği kaziyeye denilir ki; akıl mücerret mevzu ve mahmulünü tasavvur edince
beyinlerindeki nisbet-i hükmiyeyi cezmen tasdik ediverir ve bunlara Ulum-u müteârife denir. Bu da ya
evveliye veya fıtriyye olur.2- Kaziye-i bedihiyye-i akliyye-i evveliye: Aklın mücerret tarafeyni tasavvur ile
beynindeki nisbet-i hükmiyeyi cezmen tasdik ettiği kaziyyeye denir. (L.R.) |
|
KAZİYE-İ BEDİHİYYE-İ FITRİYYE |
Man: Aklın tarafeyni tasavvur ederken zihinde hâzır olan bir hadd-ı vasat vâsıtası ile nisbet-i hükmiyyeyi
cezmen tasdik eylemesinden ibaret olan kaziyyeye denir. |
|
KAZİYE-İ CEHLİYYE |
Man: Esası cehl üzere mebni olan bâtıl kaziyyedir. (L.R.) |
|
KAZİYE-İ CÜZİYYE |
Man: Hükmü, mevzuun bazı efradına şamil olan kaziye. "Bazı şeyler serttir." gibi. |
|
KAZİYE-İ HAMLİYYE |
Man : Mahmulün (yâni, haberin), mevzua (yani mübtedaya) sübut veya nef'i ile hükmü hâvi olan kaziyye.
Tabir-i diğerle: Mahmulün mevzua kayıtsız ve şartsız olarak isnad olunduğu kaziyyeye denir. "Dünya fânidir"
gibi. |
|
KAZİYE-İ İHTİMALİYYE |
Man: Bir şeyin olması veya olmaması mümkün olmak ihtimâli üzerine bina olunan kaziyye. |
|
KAZİYE-İ KÜLLİYE |
Man: Hüküm mevzuunun cemi efradına şâmil olan kaziyye. "İnsanların cümlesi nâtıktır" gibi. |
|
KAZİYE-İ MA'DULE |
Man: Selb, ya mevzuundan ya mahmülünden ikisinden cüz' olan, yâni kendinde hem isbat ve hem de nefiy
kaziyyelerdir. "Nefs-i nâtıka gayr-i mürekkebdir" gibi. |
|
KAZİYE-İ MAHKÛMUN BİHÂ |
(Bak: Kaziye-i muhkeme) |
|
KAZİYE-İ MAHSUSA |
Man: Mevzuu yalnız bir fertten ibaret olup da hüküm onun üzerine olan kaziyyedir. Buna Kaziye-i şahsiyye
dahi denir. "İstanbul en büyük şehirlerin birincisidir" gibi. |
|
KAZİYE-İ MAKBULE |
Kabule mazhar olmuş hüküm ve iddia. İtimad edilir zâtların söyledikleri ve bu itimada binâen kabul edilen
kaziyye. |
|
KAZİYE-İ MEŞHURE |
Man: Herkesce sâbit olduğu hasebiyle hükmolunan kaziyye. |
|
KAZİYE-İ MEVHUME |
Man: Mâkul işler üzerine kuvve-i vâhimenin hükmeylediği kâzib kaziyyedir. |
|
KAZİYE-İ MUHAYYELE |
Man: Kizb olduğu mâlum iken nefsin ya münbasit ya münkabız olduğu kaziyye. Hayali olan hüküm. |
|
KAZİYE-İ MUHKEME |
Tam, sağlam hüküm. Temyizin tasdikinden geçmiş, değişmez hâle gelmiş mahkeme kararı ki, böyle bir
karara mazhar olan herhangi birşey hakkında tekrar dava açılamaz; dâva mevzuu yapılamaz. Aksi takdirde
kanun namına kanunsuzluk yapılmış olur. Buna "Kaziye-i mahkumun bihâ" da denir. (Bak: Muhkem kaziyye) |
|
KAZİYE-İ MUTLAKA |
Man: Hiçbir ihtimâl gösterilmeyip, bir şeyin şöyle olduğuna veya olmadığına açıktan açığa hükmolunan
kaziyye'dir. |
|
KAZİYE-İ MÜMKİNE |
Mümkün olan hüküm, kaziyye.(Meselâ: Kim iki rekât namazı filan vakitte kılsa, bir hac kadardır. İşte iki rekât
namaz bazı vakitte bir hacca mukabil geldiği hakikattır. Herbir iki rekât namazda bu mâna külliyet ile
mümkündür. Demek şu nevideki rivayetler vukuu bilfiil dâimi ve külli değil, zira kabulün madem şartları vardır.
Külliyet ve daimilikten çıkar. Belki ya bilfiil muvakkattır, mutlaktır, veyahut mümkinedir, külliyedir. Demek şu
nevi ehadisteki külliyet ise, imkân itibariyledir... S.) |
|
KAZİYE-İ NAZARİYYE |
Man: Aklın bir delil ile tasdik eylediği kaziyye. Delilinin mukaddematı yakiniyyattan ise, yakiniyye'dir ve illâ
zanniye olur. |
|