AŞÛB-ENGİZ |
f. Karışıklığa medar olan, kargaşalığa sebebiyet veren. |
|
ATEŞ-ENGİZ |
f. Dağlama aleti. * Mc: Fesatçı, ifsad yapan. |
|
AZAB-ENGİZ |
f. Azab verici, keder verici. |
|
BÜKÂ-ENGİZ |
f. Ağlatıcı. Gözyaşı döktürücü. |
|
DEHŞET |
Korkup kaçılacak şey. Ürkmek, şaşmak. Korku ve telâş içinde olmak. |
|
DEHŞET-EFŞAN |
f. Korkunç, korku ve dehşet saçan, ürkütücü. |
|
ENGİZ |
f. Koparan, karıştıran, tahrib eden. |
|
ESRAR-ENGİZ |
f. Esrarlı, gizli, ürperti verici. |
|
FÂCİA-ENGİZ |
Fâcialı. Çok acıklı. |
|
FERAH-ENGİZ |
f. Meşhur bir cins lâle. |
|
FESAD-ENGİZ |
Fesad koparan. Fesad çıkaran. Karışıklık çıkaran. |
|
FİTNE-ENGİZ |
f. Fitne çıkaran. |
|
GİRYE-ENGÎZ |
f. Ağlatacak sebep, ağlamaya sebep olan. |
|
HACLET-ENGİZ |
f. Utandırıcı, sıkıltıcı. |
|
HAYAT-ENGİZ |
f. Yaşamaya zorlayan, yaşatan. |
|
HAYRET-ENGİZ |
f. Hayret veren. Hayret içinde bırakan. |
|
HEVL-ENGİZ |
f. Korkunç korkulu. |
|
HÎZAB-ENGİZ |
f. Dalga kaldıran. |
|
HÜZN-ENGİZ |
f. Hüzün veren. Keder verici. |
|
İŞTİHA-ENGİZ |
f. İştiha açıcı, iştah verici. |
|