ÂRÂM |
(İrem. C.) Çölde, sahrada konulan hususi nişan. |
|
ÂRÂM |
f. Durma, dinlenme. * Yerleşme, rahat etme, karar kılma. * Eğlenme. |
|
ÂRÂM-BAHŞ |
f. Dinlendirici, dinlendiren, ârâm veren. |
|
ÂRÂM-CÛ |
f. Dinlenmek isteyen. |
|
ÂRÂM-CÛYANE |
f. Dinlenmek isteyene yakışır şekilde. |
|
ÂRÂM-GÂH |
f. Dinlenilecek yer. |
|
ÂRÂM-GÂR |
Hiçbir sıkıntısı olmayan, rahat yaşayan adam. |
|
ÂRÂM-GÜZİN |
f. Dinlenmek için oturan, istirahat eden, dinlenen. |
|
ÂRÂM-I CÂN |
Gönül rahatı. * Sevgili, sevilen güzel. |
|
ÂRÂM-I DİL |
Sevgili, sevilen güzel. * Gönül rahatı. |
|
ARÂM-RÜBA |
f. Sıkıntı veren, istirahatı bozan, rahatı kaçıran. |
|
ARÂM-SAZ |
f. Yerleşen, oturan. |
|
ARÂM-SÛZ |
f. Huzuru bozan, rahatsızlık veren. |
|
CİHET-ÜL VAHDET |
Birlik ciheti. |
|
CİHET-ÜL VAHDET-İ İTTİHAD |
Birleşmenin birlik ciheti. Yani birleştiren temel unsur. Birleştiren ve birleşilen esas. |
|
DAMGA-İ VAHDET |
f. Birlik damgası. Cenab-ı Hakkın birliğini gösteren delil. |
|
DİL-ÂRÂM |
f. Gönül eğlendirici, kalbe rahatlık veren. Gönül okşayan. |
|
VAHDET |
Birlik. Yalnızlık. Teklik. (Kesretin zıddıdır.) * Edb: İfade esnasında mevzuun haricine çıkılmaması, maksad ne
ise yalnız ondan bahsedilmesi, sözün dallandırılıp budaklandırılmaması. * Tas: Allah'a yakınlık. Gönlünü,
kalbini tamamen Allah ile meşgul etme hali.(Yüsr-ü vahdet; yâni birlik usulüyle bir merkezde, bir elden, bir
kanunla olan işler; gayet derecede kolaylık veriyor. Müteaddit merkezlerde, müteaddit kanuna, müteaddit
ellere dağılsa müşkilât peyda eder. M.) |
|
VAHDET-GÂH |
f. Yalnız kalınacak yer. |
|
VAHDET-GÜZİN |
f. Yalnızlığa çekilen. |
|