Türkçe » İngilizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
için |
- {ADV} cause: in the cause of, pro
- {CONJ} so, so as to, that
- {PREP} for, pro, seeing, order: in order to, account: on account of
|
|
|
için |
1. for: Mazlum sizin için bir hediye getirdi. Mazlum brought you a present. Bunu Şefika için yaptım. I did this for Şefika´s sake. Bu elbise Hamiyet için çok dar. This dress is too small for Hamiyet. Bunun için kaç para verdin? How much money did you pay for this? Sandalı bir saat için kiraladım. I rented the rowboat for an hour. O bizim için konuşur. He´ll speak for us. Sigara içmeyenler için ayrı bir bölüm yok mu? Isn´t there a separate section for nonsmokers? Benim bilet Londra için. My ticket´s for London. Allah aşkı için söyle! For God´s sake tell me! 2. in order to, for the purpose of: Unutmak için içer. He drinks in order to forget. Fadıla´ya o piyanoyu süs olarak kullansın diye değil, çalması için verdi. She gave Fadıla the piano to play, not to use as an ornament. 3. because, on account of, for, owing to: Kar yağdığı için gitmedik. We didn´t go because it was snowing. İşte onun için katılmam. So you see it´s for that reason I won´t join. 4. for, to, in (someone´s) opinion: Onun için çok mühimdi. It was very important to her. 5. about, concerning, with regard to (usually used with demek, düşünmek, or söylemek): Bu sözlük için ne düşünüyorsunuz? What do you think about this dictionary? Raşit için intihar etti diyorlar. They are saying that Raşit committed suicide. II. Sultan Mehmet için Fatih derler. They call Sultan Mehmet II ´´the Conqueror.´´ Nuriye için nasıl böyle bir şey söyleyebildi? How could he have said such a thing about Nuriye? |
|
için |
* for:
Ferda sizin için bir hediye getirdi.
Ferda brought you a present.
Bu elbise Şadi için çok dar.
This dress is too small for Şadi.
Bunun için kaç para verdin?
How much money did you pay for this?
Sandalı bir saat için kiraladım.
I rented the rowboat for an hour.
Benim bilet Londra için.
My ticket's for London.
Allah aşkı için söyle!
For God's sake tell me!
* in order to, for the purpose of:
Unutmak için içer.
He drinks in order to forget.
* because, on account of, for, owing to:
Kar yağdığı için gitmedik.
We didn't go because it was snowing.
İşte onun için katılmam.
So you see it's for that reason I won't join.
* for, to, in (someone's) opinion:
Onun için çok mühimdi.
It was very important to her.
* about, concerning, with regard to ([usually used with] {demek/düşünmek/söylemek}):
Bu sözlük için ne düşünüyorsunuz?
What do you think about this dictionary? |
|
için |
in order that |
|
için |
inasmuch as |
|
|
Türkçe » Fransızca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
için |
pour, à l'endroit de, à l'usage de, histoire de, pour cause de, pour l'amour de -dığı için vu que, comme |
|
|
Türkçe » Almanca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
için |
- {ADV} halber
- {CONJ} damit, dass
- {PREP} für, pro
|
|
için |
für, damit, pro, zu -dığı için weil -mek için um zu -mesi için auf daß |
|
için |
für, um, zwecks, halber, da, weil, denn, damit. |
|
için |
für |
|
için |
zu |
|
|
Türkçe » Rusça |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
için |
- {A} внутренний, сокровенный
- {CONJ} чтобы, чтоб, дабы
- {PREP} для, ради, из-за, за, под, о, об, обо, про
|
|
|
Türkçe » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
için |
Amaciyla, maksadiyla * Sebep ve sonuç belirtir * -dan / -den dolayi, ... -dan / -den ötürü * Özgü, ayrilmiş *
Düşüncesince, kendince, göre * Hakkinda * Oranla, göz önünde tutulursa * Karşiliginda, karşilik olarak *
Ugruna, yoluna * Süre belirtir * Ant deyimleri yapar |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|