age |
{eıdʒ}
- {N} yaş, asır, devir, çağ, erginlik, reşit olma, yaşlılık
- {V} yaşlandırmak, yıpratmak, yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak
|
|
|
age |
i. 1. yaş. 2. çağ, devir. |
|
age |
i. yaş, çağ, devir, devre. chronological age kronolojik yaş. dark ages karanlık devirler. for ages, for an age uzun bir zaman, senelerce, çoktan beri. mental age (psik). zekâ yaşı. of age reşit, rüştünü ispat etmiş. under age reşit olmamış, rüştünü ispat etmemiş. ageliss
s. ihtiyarlamaz, kocamaz, eskimez. agelong
s. uzun zaman süren. |
|
age |
f. yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak: eskitmek aged
s. yaşlı, ihtiyar aged
s. yıllanmış, dinlendirilmiş (içki); yaşındaki . |
|
Age |
Yaş |
|
|