İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| boiler |
{'bɔılər}
- {N} kazan, su ısıtıcısı, kaynatan kimse, haşlanan kümes hayvanı
|
|
|
|
| boiler |
i. kazan, buhar kazanı. |
|
| boiler |
i. kazan, buhar kazanı; ing. su ısıtmada kullanılan ocak veya soba; sıcak suyu muhafaza etmekte kullanılan kazan. boiler compound kazan taşına karşı kullanılan kimyasal bileşim. boiler emplacement kazan ayağı. boiler fittings kazan takımı. boiler incrustation kazan taşı. boiler maker kazancı. boiler plate kazan levhası. boiler pressure kazan basıncı. boiler room kazan dairesi. double boiler iki katlı tencere, benmari. tubular boiler borulu kazan. |
|
| boiler |
boil.er
boy'lır
İsim
* kazan, buhar kazanı. |
|
| boiler |
kazan, buhar kazanı; ing. su ısıtmada kullanılan o |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| The boiler is broken. |
- {PHR} sıcak: Sıcak su deposu bozuldu.
|
|
| boiler suit |
{'bɔılərsju:t}
|
|
| boiler suit |
İng. tulum (giysi). |
|
| double boiler |
iki katlı tencere, benmari. |
|
| double boiler |
benmari. |
|
| double boiler |
* iki katlı tencere, benmari. |
|
| auxiliary boiler |
yedek kazan |
|
| double boiler |
çift kazan |
|
| steam boiler |
buhar kazanı |
|
| boiler brush |
kazan fırçası |
|
| boiler capacity |
kazan kapasitesi |
|
| boiler cleansing compound |
kazantaşı çözücüsü |
|
| boiler furnace |
kazan ocağı |
|
| boiler house |
kazan dairesi |
|
| boiler room |
kazan dairesi |
|
| boiler scale |
kazantaşı |
|
| boiler sludge |
kazan çamuru |
|
| copper boiler |
bakır kazan |
|
| electrically heated boiler |
elektrikle ısıtmalı kazan |
|
| hot water boiler |
sıcak su kazanı |
|
|
|