• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
case-hardening {keıs'hɑ:rdənıŋ}
  • {N} katılaştırma, hissizleştirme

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
accusative case
  • {N} akuzatif, ismin -i hali
act in a case
  • {V} davayı yürütmek
bandage case
  • {N} ilk yardım kutusu
basket case {'bæskıtkeıs}
  • {N} kolu bacağı kesilmiş kimse, işe yaramaz kimse
bill case
  • {N} senet cüzdanı
borderline case
  • {N} şüpheli durum, belirsiz durum
cartridge case {'kɑ:rtrıdʒ,keıs}
  • {N} fişek kutusu
case Dinle! {keıs}
  • {N} durum, husus, olay, sorun, dava, hukuksal olay, kanıt, delil, görüş, neden, hasta, tuhaf tip, kasa, kutu, çanta, valiz, kap, kılıf, mahfaza, kovan
  • {V} gözetlemek, dikizlemek, kutulamak, yerine koymak (kasa, kılıf vb.), kaplamak, ciltlemek, örtmek
attache case
  • {N} çanta: evrak çantası
at that case
  • {ADV} o zaman
hard case
  • {N} mesele: zor mesele, şey: zorlu şey, ceviz: çetin ceviz, tip: zorlu tip
I'd like a camera case.
  • {PHR} kutu: Kamera kutusu rica ediyorum.
in any case
  • {ADV} herhalde, nasıl olursa olsun, her hâlükârda, ne olursa olsun, her halükârda, illâki
in case of
  • {ADV} olması halinde, olduğu takdirde, durumunda, halinde
  • {PREP} halinde
in that case
  • {ADV} demek oluyor ki, o halde, öyleyse
lower case {,ləʋər'keıs}
  • {N} küçük harf
mental case
  • {N} akıl hastalığı
pack in case
  • {V} sandığa koymak
strong case
  • {N} kuvvetli delil
upper case {,ʌpər'keıs}
  • {N} büyük harf