• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
catch Dinle! {kætʃ}
  • {N} aldatmaca, yakalama, tutma, av, voli, kâr, kilit dili, kanca, hile, bityeniği, tuzak, topluca söylenen şarkı
  • {V} yakalamak, tutmak, yetişmek, basmak, baskın yapmak, kapmak, gafil avlamak, edinmek (alışkanlık), cezbetmek, çekmek, enselemek, anlamak, kavramak, tutunmak, yakalanmak, tutuşmak, maruz kalmak, takılmak, vurmak, tokat atmak, çalışmak (mekanizma), sıkışmak, geçmek, bulaşmak
catch i. tutma, yakalama; kilit dili; av, bir partide yakalanan av veya balık; (k.dili). müstakbel eş olarak düşünülen uygun kişi; parça, bölüm;(k.dili). bityeniği; (müz). şarkının hatırda kalan bir iki mısraı, birkaç kişinin sıra ile söyledikleri şarkı, rondo. catch in the voice sesin bir an için kısılması.
catch f. (caught) yakalamak, tutmak, ele geçirmek; yetişmek (trene, vapura, uçağa); suçustü yakalamak, basmak; vurmak, inmek; nefesini tutmak; takılmak (elbise, çorap); cezbetmek, çekmek, göz almak; büyülemek, teşhir etmek; yakalanmak; ateş almak, tutuşmak; yayılmak, sirayet etmek, geçmek. catch a glimpse gözüne ilişmek. catch cold üşütmek. catch fire tutuşmak. catch it catechumen (k.dili) azar işitmek. catch on (k.dili) anlamak; tutulmak; moda olmak. catch ones breath soluğunu tutmak; dinlenmek.catch ones eye dikkatini çekmek. catch up ani hareketle yerden almak; tutturmak; yetişmek; hatasını tespit etmek; dalmak.catch up to üstüne almak. catch-as-catch-cani.

s. serbest güreş;

s. fırsatları değerlendiren.
catch i.
1. yakalama, tutma.
2. kilit dili.
3. av, bir partide yakalanan av/balık.
4. k. dili müstakbel eş olarak düşünülen uygun kişi.
5. parça, bölüm.
6. k. dili bityeniği.
catch f. (caught)
1. yakalamak; tutmak.
2. (trene/vapura/uçağa) yetişmek.
3. takılmak; sıkışmak: I caught my sleeve on the door handle. Gömleğimin kolu kapının koluna takıldı. She caught her finger in the door. Parmağı kapıya sıkıştı.
4. duymak; anlamak; farketmek: I didn´t catch that. Onu duymadım.
5. (bir hastalığa) yakalanmak: You´ve caught a cold. Nezle olmuşsun.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
catch smb, in the act
  • {V} iş üstünde yakalamak
catch smb. in the act
  • {V} suçüstü yakalamak
catch attention of
  • {V} gözüne ilişmek
I didn't catch your name.
  • {PHR} anlayamamak: İsminizi anlayamadım.
I'm sorry, I didn't catch you.
  • {PHR} anlamak: Özür dilerim, anlamadım.
catch flies
  • {ID} sinek avlamak
catch hold of
  • {V} yakalamak
catch on
  • {V} anlamak, kavramak, tutulmak, moda olmak
catch out
  • {V} meydana çıkarmak, oyun dışı etmek (kriket)
catch-phrase {'kætʃ,freız}
  • {N} slogan
catch sight
  • {V} farketmek, gözüne ilişmek
catch up
  • {V} kapıp kaçmak, etkilemek, büyülemek, donatmak, bilgilendirmek, yetişmek, geri kalmamak
catch up on
  • {V} yakalamak, yetişmek, tamamlamak
catch a chill
  • {V} üşütmek, soğuk almak
catch a cold
  • {V} nezle olmak, soğuk almak
catch cold
  • {V} nezle olmak, soğuk almak
catch one's death
  • {ID} fena halde üşütmek
catch fire
  • {V} ateş almak, alev almak, tutuşmak
catch hell
  • {V} azar işitmek, azarlanmak
catch an infection
  • {N} enfeksiyon almak, yakalanmak