İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
charge |
{tʃɑ:rdʒ}
- {N} yükleme, şarj etme, yük, doluluk miktarı, doz, ipotek, talep, masraf, ücret, görev, yükümlülük, sorumluluk, nezaret, hapis, gözaltı, emir, talimat, suçlama, iddia, hücum, saldırı
- {V} yüklemek, doldurmak, itham etmek, şarj etmek, ödetmek, kredi kartından almak, sorumlu tutmak, uyarmak, tembihlemek, bilgi vermek, aydınlatmak
|
|
|
charge |
f. yüklemek, tahmil etmek; doldurmak (tüfek, top, ocak vb); doyurmak; (havayı) gerginleştirmek; elek şarj etmek; emretmek, vazifelendirmek, itham etmek, mesul tutmak; mükellef addetmek; fiyat talep etmek; hücum etmek, hamle yapmak, saldırmak; hesaba kaydetmek, geçirmek; emir verilince yere yatmak (köpek). charge off gözden çıkarmak; elden çıkarmak. charge with yüklemek; itham etmek, suçlamak; borçlandırmak. |
|
charge |
i. yük, hamule; bir atışta kullanılan patlayıcı madde miktarı; görev, vazife; idare, nezaret, bakım; emanet; mesuliyet; itham, yükümleme; masraf, fiyat; ücret; vergi, rüsum, harç; emir, hücum, hamle, saldırı; borç; elek şarj. charge account mağazada açık hesap. charge plate veresiye alışverişte gösterilen kağıt. in charge nezaret altında; amir, buyuran kimse. in charse of ile yükümlü; yönetici vasfında. take charge of mesuliyetini üzerine almak. |
|
charge |
f. 1. (bir masrafı birinin hesabına) geçirmek. 2. görevlendirmek. 3. suçlamak, itham etmek. 4. hücum etmek. 5. elek. şarj etmek. |
|
charge |
i. 1. (hizmet karşılığında ödenen) ücret. 2. barut hakkı. 3. suçlama, itham. 4. hücum, hamle. 5. elek. şarj. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
charge to smb.'s account |
- {V} hesap: hesabına yazmak
|
|
Would you please charge the battery? |
- {PHR} akü: Aküyü şarj eder misiniz?
|
|
beat a charge |
|
|
reverse-charge call |
- {N} görüşme: ödemeli görüşme
|
|
What is the charge for a car? |
- {PHR} araba: Araba için ücretiniz ne kadar?
|
|
be a charge on smb. |
|
|
be in charge of |
- {N} sorumlu olmak, başında olmak
|
|
cover charge |
|
|
free of charge |
|
|
get a charge out of |
|
|
give smb. in charge |
- {V} polise teslim etmek, tutuklatmak
|
|
have a charge of |
- {V} sorumlu olmak, koruması altına almak
|
|
in charge |
- {A} nezaret altında, başkasının sorumluluğunda
- {ADV} iş başında
- {N} sorumlu kimse, amir
|
|
in charge of |
|
|
Is there a cover charge? |
- {PHR} ücret: Giriş ücreti var mı?
|
|
Is the service charge included? |
- {PHR} ücret: Servis ücreti dahil mi?
|
|
no charge |
|
|
on a charge of murder |
- {ADV} cinayet suçlaması ile
|
|
person in charge |
|
|
real charge |
- {N} ipotek (emlâk), taşınmaz mal ipoteği
|
|
|
|