İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
feather |
{'feðər}
- {N} kuştüyü, tüy, köpük (dalga)
- {V} tüylerle donatmak, tüy takmak, tüylenmek (kuş)
|
|
|
feather |
f. tüy takmak, kuş tüyü ile kaplamak, (den). pala çevirmek (kürek); tüylenmek, tüyleri bitmek. feather a propeller pervanenin kenarını uçağın gidiş yönüne çevirmek. feather ones nest küpünü doldurmak. tar and feather hakaret için bir kimseye katran sürüp üstüne tüy yapıştırmak, âlemin maskarası etmek. the feathered tribe kuşlar. feathering
i. tüy, ok yeleği. |
|
feather |
i. tüy, kuş tüyü; okun arka ucundaki tüy, yelek; püskül. feather bed kuş tüyü yatak. a feather in ones cap iftihar edilecek başarı. birds of a feather aynı huya sahip kimseler. in high feather neşeli. fur and feather av hayvanları ve kuşları. show the white feather korkaklık göstermek. feathered
s. tüylü. featherless
s. tüysüz. feathery
s. tüylü, tüy gibi hafif, uçucu. |
|
feather |
i. tüy. |
|
feather |
f. tüy takmak, kuştüyü ile kaplamak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
birds of a feather flock together |
- {ID} tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
|
|
as light as feather |
|
|
in fine feather |
|
|
in full feather |
- {A} tüyleri çıkmış, keyfi yerinde
|
|
in high feather |
|
|
make the feather fly |
- {ID} büyük kavgaya neden olmak, kıyametin kopmasına neden olmak
|
|
show the white feather |
- {ID} korkaklık etmek, korktuğunu belli etmek, korkmak, ödleklik etmek
|
|
feather-brain |
{'feðər,breın}
|
|
feather-brained |
{'feðər,breınd}
|
|
feather one's nest |
|
|
flight feather |
- {N} uçmayı kolaylaştıran tüy
|
|
feather one's own nest |
- {N} emanet: emaneti iç etmek, sebeplenmek
|
|
pen feather |
{pen'feðər}
|
|
primary feather |
|
|
tar and feather |
- {V} katran ve tüye bulamak (ceza)
|
|
white feather |
|
|
wing feather |
|
|
a feather in one´s cap |
övünülecek başarı. |
|
a feather in one´s cap |
k. dili koltukları kabartan başarı. |
|
birds of a feather |
k. dili huyları birbirine benzeyen kimseler. |
|
|
|