glitter |
{'glıtər}
- {N} parlaklık, parıltı, gösteriş, göz alıcılık
- {V} parıldamak, parlamak, göze çarpmak, pırıldamak, göz almak
|
|
|
glitter |
f. pırıldamak, parıldamak.
i. pırıltı. |
|
glitter |
f.
i. parıldamak, parlamak; göze çarpmak;
i. parıltı, parlaklık; şaşaa, gösteriş. All that glitters is not gold. Parlayan her şey altın değildir. Görünüşe aldanmamalı. glittery
s. parıldayan, parlak, şaşaalı. |
|
glitter |
glit.ter
glît'ır
Fiil
* pırıldamak, parıldamak.
İsim
* pırıltı. |
|
glitter |
parıldamak, parlamak; göze çarpmak; parıltı, parl |
|
|