 Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
| insan |
- {A} human
- {N} human being, human, man, hominid, humanity, microcosm, mortal, naked ape, spirit, wight, woman: born of woman, creation: lords of creation
- {PREF} anthropo-
|
|
|
|
| insan |
1. person, someone, human being, man.
2. the human race, man, mankind: Allah insanı yarattı. God created man.
3. decent person, upright person: İnsan gibi yaşamadı. He didn´t live as a decent person should. İnsan gibi çalış! Do your work as it should be done!
4. one, you: İnsan büyüğüyle öyle konuşmaz. One doesn´t speak that way to one´s superior. İnsana güven veren bir sesi var. He has a voice that inspires trust.
5. decent, upright, good (person): Yümni insan bir adam. Yümni´s a decent fellow.
insanın adı çıkacağına canı çıksın./
insanın/adamın/bir kimsenin adı çıkmadansa canı çıkması yeğdir/hayırlıdır. proverb It is better to die than to get a bad reputation.
insan beşer, kuldur (bazen) şaşar. proverb Nobody is perfect./Everybody makes mistakes.
insan eti yemek colloq. to backbite, slander a person.
insan evladı good person, decent person, person of integrity.
insan gibi decently, properly, in an acceptable way, like a human being.
insan hakları human rights. İ
insan Hakları Beyannamesi hist. the Declaration of the Rights of Man. İ
insan Hakları Evrensel Beyannamesi the Universal Declaration of Human Rights (made by the U. N.).
insan hali human nature.
insan hali. colloq. Human nature is just that way.
insan içine çıkmak to go out in public; to mix with people.
insan kıtlığı scarcity of capable people.
insan kıtlığında As there is no one better at this time, ....
insan konuşa konuşa/söyleşe söyleşe, hayvan koklaşa koklaşa. proverb Animals communicate by sniffing; people by talking.
insan kurusu
1. very thin person, bag of bones, scarecrow
2. very thin, (someone) who is nothing but skin and bones.
insan müsveddesi
1. sorry apology for a human being, sorry excuse for a human being (said of a morally contemptible person).
2. (someone) who is a sorry apology for a human being.
insan sarrafı
1. a good judge of people.
2. (someone) who is a good judge of people.
insan türü Homo sapiens.
insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur. proverb A person´s character does not change with time. |
|
| insan |
* person, someone, human being, man.
* the human race, man, mankind.
* decent person, upright person:
İnsan gibi çalış!
Do your work as it should be done!
* one, you:
İnsan büyüğüyle öyle konuşmaz.
One doesn't speak that way to one's superior.
* decent, upright, good (person). |
|
| insan |
human |
|
| insan |
human being |
|
|
| Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| birinci sınıf insan |
- {N} salt: the salt of the earth
|
|
| bölgeye insan yerleştirme |
|
|
| çıplak insan figürü |
|
|
| çıplak insan vücudu |
|
|
| değerli insan |
|
|
| düşünen ve iradesini kullanan insan |
|
|
| eşsiz insan |
- {N} nonpareil, phoenix, nonesuch, nonsuch
|
|
| genetik olarak insan ırkının ıslahı bilimi |
|
|
| genetik olarak insan ırkının ıslahı ile ilgili |
|
|
| gözünde pek iyi bir insan olmamak |
- {ID} odor: be in bad odor with smb.
|
|
| insan hakları |
- {N} liberty: civil liberties, right: human rights
|
|
| insan hakları beyannamesi |
- {NPR} bill: Bill of Rights
|
|
| harika insan |
|
|
| ilkel insan |
|
|
| ilk insan |
|
|
| insan aklını aşan |
|
|
| insan azmanı |
|
|
| insan başlı at |
|
mit. |
| insan biçiminde |
|
|
| insan biçiminde olan |
|
|
|
|
Ayarlar
İngilizce Türkçe Çeviri