| must |
{mʌst}
- {A} kızmış (fil), malı: -malı
- {N} şıra, küf kokusu, küflülük, kızgınlık, kızgın fil, şart, gereklilik
- {V} meli: -meli
|
|
|
|
| must |
s.
i. kızmış (erkek fil veya deve);
i. kızgınlık; kızgın fil. |
|
| must |
( yardımcı )f.
i.- meli, -malı (gereklik, zorunluk, ihtimal ve kesinlik belirtip geçmiş veya şimdiki zaman için kullanılan çekimsiz bir fiil);
i. k.dili şart, gereklik. He must go. Gitmelidir. He must have gone. Gitmiş olacak. I must ask you to go. Haydi artık gidin bakalım. We must see. Bakalım ne olacak. Beklemeliyiz. |
|
| must |
i. küflülük; küf kokusu. |
|
| must |
i. şıra. |
|
|