• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
pour Dinle! {pɔ:r}
  • {N} akma, dökülme, akış, yağma, şiddetli yağmur
  • {V} dökmek, akıtmak, boşaltmak, yağdırmak, akmak, yağmak, üşüşmek, yığılmak, dökülmek (kalıba)
pour f.

i. dökmek, akıtmak, boşaltmak; bardaktan boşanırcasına yağmak; dokülmek, akmak; çay servisi yapmak;

i. dökülen miktar; akma, yağma; şiddetli yağmur. It never rains hut it pours. Hepsi bir arada gelir (bazen iyilikler bazen de aksilikler). pour cold water on pişmiş aşa soğuk su katmak. pour oil on troubled waters heyecanı yatıştırmak.
pour f.
1. dökmek, akıtmak; dökülmek, akmak.
2. bardaktan boşanırcasına yağmak.
pour pour pôr Fiil * dökmek, akıtmak; dökülmek, akmak. * bardaktan boşanırcasına yağmak.
pour dökmek, akıtmak, boşaltmak; bardaktan boşanırcasın

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
pour down the drain
  • {ID} boşa harcamak, çarçur etmek
pour oil on the flames
  • {ID} yangına körükle gitmek, ortalığı kızıştırmak
pour forth
  • {V} dökülmek, taşmak, yağdırmak, küfür yağdırmak
pour from
  • {V} boşaltmak, dökmek
pour in
  • {V} içine boşaltmak, içine dökmek
pour into
  • {V} içine boşaltmak, içine dökmek
pour it on
  • {ID} göklere çıkarmak, hızlandırmak
pour itself
  • {V} akmak (akarsu)
pour off
  • {V} bir kaptan diğerine boşaltmak, başka kaba boşaltmak, dökerken taşırmak
pour on
  • {V} üstüne dökmek, üstüne boşaltmak
pour on the speed
  • {ID} gaza basmak, hızlandırmak
pour out
  • {V} dökmek, dökülmek, akmak, taşmak, yağdırmak, küfür yağdırmak
pour out drinks
  • {V} içecekleri doldurmak, içecekleri koymak
pour out of
  • {V} boşaltmak, dökmek
pour out one's heart
  • {ID} içini dökmek, kâlbini açmak
pour out one's troubles to smb.
  • {V} derdini açmak, derdini dökmek
pour upon
  • {V} üstüne dökmek, üstüne boşaltmak
pour out the vials of one's wrath
  • {ID} öfkesini ortaya dökmek
lay/spread/pour it on thick k. dili
1. fazlasıyla övmek.
2. fazlasıyla eleştirmek, (birinde) fazlasıyla kabahat bulmak.
3. fazlasıyla bahane ileri sürmek.
pour cold water on ... umudunu söndürmeye çalışmak, ... hevesini kırmaya çalışmak; (olumsuz bir şekilde) eleştirmek, tenkit etmek.