İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
roll |
{rəʋl}
- {N} rulo, tomar, top, dürüm, yuvarlanma, rulo köfte, silindir, gümbürtü, davul sesi, liste, yalpa, dalgalanma
- {V} yuvarlanmak, dürmek, yuvarlamak, rulo yapmak, tomar yapmak, sarmak, top yapmak, döndürmek, çevirmek, havada takla atmak, sürmek, kullanmak, oklava ile açmak (hamur), silindir: silindirle ezmek, yaprak haline getirmek [met.], haddeden geçirmek, ağzında yuvarlayarak söylemek, vurgulayarak telaffuz etmek, gümbür gümbür çalmak, şakımak, yalpa yapmak
|
|
|
roll |
f. 1. yuvarlamak; yuvarlanmak: rolling ball yuvarlanan top. 2. up -i sarmak; sarılmak: Roll up the hose. Hortumu sar. 3. up -i dürmek: Roll up the carpet. Halıyı dür. 4. out (dürülmüş şeyi) açıp sermek: Roll out the carpet on the floor. Halıyı yere ser. 5. (gök) gürlemek. 6. (gözlerini) devirmek. 7. silindirle düzlemek. 8. on/by (zaman) geçip gitmek. 9. dalgalanmak.
i. 1. yuvarlama; yuvarlanma. 2. tomar: roll of paper kâğıt tomarı. 3. rulo; top: roll of cloth kumaş topu. 4. liste, sicil, kayıt: call the roll yoklama yapmak, listedeki isimleri okumak. 5. gök gürlemesi. 6. yalpa: the roll of a ship geminin yalpası. 7. argo para tomarı, para. |
|
roll |
f. yuvarlamak; çevirmek, devirmek; top etmek, sarmak; kalın sesle söylemek; açmak, oklava ile açmak; haddeden geçirmek; hızlı hızlı davul çalmak; r harfini şiddetle söylemek; yuvarlanmak, tekerlenmek, yuvarlanıp gitmek, tekerlek üstünde gitmek; dönmek, dolaşmak, deveran etmek; inişli yokuşlu uzanıp gitmek; dalgalanmak; top olmak, sarılmak; gürlemek; oklava ile açılmak; geçip gitmek (zaman). rolled oats yulaf ezmesi. |
|
roll |
i. yuvarlanış, yuvarlayış, tekerleme; devirme, devrilme; silindir, yuvak, merdane; tomar şeklinde şey; liste, defter, sicil, kayıt; top, rulo; bir çeşit küçük ekmek; gümbürtü, gök gürlemesi; kabarıklık; bükülüp tomar haline konabilen tuvalet takımı çantası; geminin sallaması, yalpa; (argo) para tomarı, para; hav. tono; yere indikten sonra uçağın pistte bir müddet gitmesi. roll call yoklama. rolltop desk çubuklardan yapılmış kapağı kıvrılarak açılıp kapanan yazı masası, Amerikan yazıhanesi. |
|
roll |
f. 1. yuvarlamak; yuvarlanmak: rolling ball yuvarlanan top. 2. up -i sarmak; sarılmak: Roll up the hose. Hortumu sar. 3. up -i dürmek: Roll up the carpet. Halıyı dür. 4. out (dürülmüş şeyi) açıp sermek: Roll out the carpet on the floor. Halıyı yere ser. 5. (gök) gürlemek. 6. (gözlerini) devirmek. 7. silindirle düzlemek. 8. on/by (zaman) geçip gitmek. 9. dalgalanmak.
i. 1. yuvarlama; yuvarlanma. 2. tomar: roll of paper kâğıt tomarı. 3. rulo; top: roll of cloth kumaş topu. 4. liste, sicil, kayıt: call the roll yoklama yapmak, listedeki isimleri okumak. 5. gök gürlemesi. 6. yalpa: the roll of a ship geminin yalpası. 7. argo para tomarı, para. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
roll in the aisles |
- {ID} gülmekten kırılmak, gülmekten yerlere yatmak
|
|
roll bandage |
|
|
barrel roll |
- {N} uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapması
|
|
roll in cash |
- {ID} para içinde yüzmek, çok parası olmak
|
|
roll a log for smb. |
- {ID} arka çıkmak, destek olmak
|
|
muster roll |
{'mʌstərrəʋl}
- {N} asker yoklama defteri
|
|
rock and roll |
{,rɒkən'rəʋl}
|
|
rock'n'roll |
{,rɒkən'rəʋl}
|
|
call the roll |
|
|
I'd like this roll developed. |
- {PHR} film: Bu filmin banyosu yapmak istiyorum.
|
|
Swiss roll |
|
|
roll along |
- {V} yol boyunca ilerlemek (araba)
|
|
roll back |
- {V} aşağı çekmek (fiyat), düşürmek, ucuzlatmak
|
|
roll by |
|
|
roll call |
{'rəʋlkɔ:l}
- {N} yoklama, isim yoklaması
|
|
roll film |
|
|
roll-front |
|
|
roll-front cabinet |
|
|
roll in |
- {V} oluk gibi akmak, yağmak, yığınla gelmek, içinde yüzmek, kıvrılıp yatmak, yatağa girmek, tortop olmak
|
|
roll into a ball |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
rock'n'roll |
- {N} rock'n'roll, rock and roll
|
|
roll on deodorant |
|
|
rock and roll |
rock and roll |
|
|
|