senin bileceğin iş! |
- {INTRJ} cheese: hard cheese!
|
|
senin rızana bağlı |
- {A} subject to your consent
|
|
Senin sorumluluğun. |
- {PHR} baby: It's your baby.
|
|
tam senin gibi |
|
|
Eti senin, kemiği benim. |
konuşma dili
* Be as rough as you want with him./Don't spare the rod! [(said by a parent to a teacher or master
workman).] |
|
o kapı senin, bu kapı benim dolaşma |
o kapı/mahalle senin, bu kapı/mahalle benim dolaşmak
* to wander around everywhere. |
|
o mahalle senin, bu mahalle benim d |
o kapı/mahalle senin, bu kapı/mahalle benim dolaşmak
* to wander around everywhere. |
|
orası senin, burası benim gezmek |
* to wander around constantly from place to place. |
|
senin bileceğin iş |
hard cheese |
interj. |
senin rızana bağlı |
subject to your consent |
adj. |
senin sorumluluğun. |
It's your baby. |
|
tam senin gibi |
just like you |
adv. |