İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
slip |
{slıp}
- {N} ayağı kaymak, kayma, sürçme, yanlışlık, hata, gaf, aksilik, külot, yastık kılıfı, tasma kayışı, kayış, toprak kayması, gemi kızağı, aşı kalemi [bot.], evlat, çıta, koçan
- {V} kaymak, sürçmek, kaçmak, atlatmak, çözülmek, hata yapmak, yanılmak, kaydırmak, kaçırmak, geçirmek, serbest bırakmak, salıvermek, kaybetmek, gerilemek, gizlice vermek, sıyırmak
|
|
|
slip |
i. 1. kayma, kayış. 2. ufak yanlış; falso. 3. kombinezon (kadın iç çamaşırı). 4. den. kızak; inşaat kızağı; onarım kızağı. 5. den. iki uzun iskele arasındaki yanaşma yeri. |
|
slip |
f. (
__ped,
__ping) 1. kaymak: My foot slipped. Ayağım kaydı. 2. away/out dikkati çekmeden sessizce gitmek; in dikkati çekmeden sessizce girmek. 3. off (giysiyi) çıkarmak; on/into (giysiyi) giymek. 4. (değer) düşmek: They´ve slipped in my opinion. Gözümden düştüler. 5. up hata yapmak, yanlış yapmak. 6. belli etmeden (bir şeyi) (bir yere) koymak, sıkıştırmak, tutuşturmak. 7. out of (bir yerden) belli etmeden çıkmak, sıvışmak. 8. (hayvan) (kendini bağlayan bir şeyden) kurtulmak. 9. (durum) kötüye gitmek. 10. by (zaman) akıp gitmek. |
|
slip |
i. 1. (köklendirilmek üzere kesilen) çelik. 2. uzunca kâğıt parçası. |
|
slip |
i. seramik yapımında kullanılan ince ve sulu kil. |
|
|
Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
slip |
,-pi briefs, very short underpants. |
|
slip |
slip{i}
* briefs, very short underpants. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
bastard slip |
- {N} piç, gayri meşru çocuk
|
|
I need a deposit slip. |
- {PHR} yatırma: Para yatırma formu almam gerekiyor.
|
|
deposit slip |
|
|
Freudian slip |
|
|
pay slip |
|
|
pillow slip |
{'pıləʋ,slıp}
|
|
pink slip |
|
|
slip road |
- {N} yol: tâli yol, yol: yan yol
|
|
sales slip |
- {N} fiş, satış fişi, kasa fişi
|
|
side slip |
{'saıd,slıp}
|
|
a slip of a boy |
- {N} çakı gibi genç, delikanlı
|
|
a slip of a room |
|
|
give smb. the slip |
- {ID} atlatmak, elinden kurtulmak
|
|
let an opportunity slip |
|
|
let slip |
|
|
slip by |
- {V} geçip gitmek, akıp gitmek, çabucak geçmek
|
|
slip in |
- {V} kayıp içine düşmek, içeri kaymak, karışmak, kaydırmak, sürmek, bahsetmek
|
|
slip into |
- {V} girmek, sokuvermek, sıkıştırmak
|
|
slip off |
- {V} kaçmak, tüymek, çıkarmak, sıyırmak
|
|
slip of the pen |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|