İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
spout |
{spaʋt}
- {N} içinden su akan ağız, oluk ağzı, ibrik ucu, fışkıran su, fışkırma, püskürme, balinanın su fışkırtma deliği
- {V} fışkırtmak, püskürtmek, ezbere okumak, heyecanla okumak, yüksek sesle okumak, fışkırmak, püskürmek, tumturaklı konuşmak
|
|
|
spout |
f. 1. fışkırtmak; fışkırmak. 2. k. dili cafcaflı bir şekilde (bir şeyler) söylemek. 3. k. dili (bir şeyler) döktürmek, kolaylıkla söyleyivermek.
i. 1. (çaydanlık v.b.´nde) emzik, ibik. 2. fıskıye. |
|
spout |
f.
i. fışkırtmak, kuvvetle dışarıya atmak; heyecanla okumak: fışkırmak, feveran etmek; k.dili. nutuk atar gibi konuşmak; İng., (argo) rehine koymak;
i. içinden sıvı akan ağız veya uç, musluk, meme, emzik; fışkırma; kasırganın denizden kaldırdığı su sütunu; İng., (argo) rehinci dükkanı. up the spout (argo) harap olmuş, mahvolmuş. |
|
spout |
spout
spaut
Fiil
* fışkırtmak; fışkırmak.
* cafcaflı bir şekilde (bir şeyler) söylemek.
* (bir şeyler) döktürmek, kolaylıkla söyleyivermek.
İsim
* (çaydanlık v.b.'nde) emzik, ibik.
* fıskıye. |
|
spout |
fışkırtmak, kuvvetle dışarıya atmak; heyecanla oku |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
sand spout |
{'sændspaʋt}
- {N} çöl fırtınası, çöl kasırgası
|
|
up the spout |
- {A} rehinde, mahvolmuş, harap olmuş, perişan
|
|
spout hole |
- {N} balinanın su fışkırtma deliği
|
|
sand spout |
çöl fırtınası, çöl kasırgası |
|
spout hole |
balinanın su fışkırtma deliği |
|
up the spout |
rehinde, mahvolmuş, harap olmuş, perişan |
|
|
|