staple |
{'steıpəl}
- {A} temel, başlıca, ana, esas, piyasada tutulmuş, yerleşmiş
- {N} esas, tel zımba, zımba, raptiye, çatal çivi, başlıca mahsül, kapı sürgü, esas ürün, hammadde, lif, iplikçik, elyaf, başlıca öğe, satış yeri, pazar
- {V} zımbalamak, raptiyelemek, çatal çivi ile tutturmak, liflerine göre ayırmak, sınıflamak (yün vb.)
|
|
|
staple |
i.
s.
f. bir yerin ürettiği başlıca mahsul; esaslı yemek maddelerinden biri; hammadde; elyaf; unsur; içerik, muhteva; satış yeri; ambar;
s. devamlı üretilen veya satılan; ana, esas; piyasayı tutmuş, yerleşmiş;
f. (yün elyafı) uzunluğuna göre tasnif etmek stapler
i. yün tasnifçisi; yün ve elyaf satıcısı. |
|
staple |
i.
f. tel, tel raptiye; iki başlı çivi;
f. zımbalamak, telle raptetmek. stapler
i. zımba. |
|
staple |
i. 1. başlıca ürün. 2. temel gıda maddesi. 3. (birinin/bir hayvanın) temel yiyeceği: Grass is a staple of a zebra´s diet. Ot zebranın temel yiyeceklerinden biridir. |
|
staple |
i. zımba teli, tel.
f. (telle) zımbalamak. |
|
|