• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
tail Dinle! {teıl}
  • {A} arka
  • {N} kuyruk, kıç, uç, peşine takılan kimse, şartlı tasarruf (miras), sınırlı sahiplik (miras)
  • {V} kuyruk takmak, kuyrul yapmak, peşine takılmak, gütmek, sapını ayıklamak, azalmak, izlemek, kuyruğu ile tutmak
tail i.
1. (hayvana ait) kuyruk.
2. arka kısım, kuyruk; son bölüm: in the tail of the procession kafilenin son bölümünde. the tail of the airplane uçağın arka kısmı. the tail of a kite uçurtmanın kuyruğu.
3. k. dili kıç, makat.
4. k. dili sivil polis, birini izlemekle görevli kimse.
5. çoğ. yazı, madeni bir paranın resimsiz yüzü.
6. çoğ. frak.
7. (giysiye ait) etek: You´re standing on the tail of my coat. Paltomun eteğine basıyorsun.

f. k. dili yakından izlemek/takip etmek.
tail i.

s. huk. şarta bağlı tasarruf, meşrut vakıf;

s. huk. mahdut, meşrut, koşullu.
tail i.

s.

f. kuyruk; eskiden paşalık alameti olan at kuyruğu; tuğ; kuyruğa benzer şey; ceket ucu veya kuyruğu; arka, nihayet; çoğ. k.dili. parada resimsiz taraf, yazı; saç örgüsü; uçağın kuyruğu; çoğ. k.dili. frak; k.dili. iz; k.dili. kıç, popo; sayfa altımdaki boşluk;

s. son; arka; takibenden; peşinden gelen;

f. kuyruk takmak veya yapmak; kuyruğunu kesmek veya koparmak; ucuna takılmak; mim. ucunu duvara yerleştirmek; den. kıç taraftan dönmek; kıç taraftan karaya oturmak; k.dili. gizlice takip etmek; peşinden gitmek. tail away geride kalmak, geride kalarak dağılmak. tail behind arkasından gitmek. tail end kıç, arka; son. tail off yavaş yavaş bitmek, azalmak. tail wind arkadan rüzgâr. turn tail tehlikeden kaçmak. with his tail between his legs süklüm püklüm, korkmuş olarak. I cant make head or tail of it içinden çıkamıyorum Hiç anlayamıyorum .
tail kuyruk

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
coat-tail {'kəʋt,teıl}
  • {N} frak kuyruğu
Dog's-tail {'dɒgz,teıl}
  • {NPR} Küçükayı [astr.]
fan-tail {'fæn,teıl}
  • {N} yelpaze kuyruklu güvercin
high-tail {'haıteıl}
  • {V} hızla çıkmak, fırlamak, aceleci davranmak
tail lamp {'teıllæmp}
  • {N} stop lâmbası, arka lâmba
twist smb.'s tail
  • {ID} kuyruğuna basmak, rahatsız etmek, zararı dokunmak
tail away
  • {V} yavaş yavaş kaybolmak, azalarak bitmek
tail back
  • {V} kuyruk oluşturmak (araba)
tail coat {'teılkəʋt}
  • {N} frak
tail comb
  • {N} saplı tarak
tail end {,teıl'end}
  • {N} arka uç, son, kıç
tail fin
  • {N} kuyruk yüzgeci, kuyruk (uçak)
tail fly
  • {N} olta sineği
tail-light {'teıl,laıt}
  • {N} stop lâmbası, arka lâmba
Check the tail-lights, please.
  • {PHR} lâmba: Arka lâmbaları kontrol edin lütfen.
tail pipe {'teılpaıp}
  • {N} egzoz ucu
tail plane {'teılpleın}
  • {N} arka kanatçık
tail unit
  • {N} kuyruk ünitesi
barometric tail pipe barometrik boru
beaver tail kunduz kuyruğu