temperature |
{'temprətʃər}
- {N} sıcaklık, ateş, hararet
|
|
|
temperature |
i. 1. ısı derecesi, derece: Yesterday Istanbul had a high temperature of 35°C. Dün İstan- bul´daki en yüksek sıcaklık 35°C idi. 2. ısı, sıcaklık, hararet: What´s the temperature of the water? Suyun ısısı ne? 3. ateş, yüksek vücut ısısı: You´ve got a temperature. Ateşin var. |
|
temperature |
i. ısı derecesi; sıcaklık, sühunet: tıb. insan vücudunun ısı derecesi; ateş,ısı, hararet. temperature curve belirli bir süre içindeki ısı değişikliğini gösteren eğri. critical temperature kritik sıcaklık. normal temperature normal vücut ısısı. take ones temperature termometre ile birinin ısı derecesini ölçmek, birinin ateşine bakmak. |
|
temperature |
tem.per.a.ture
tem'pırıçır, tem'prıçır
İsim
* ısı derecesi, derece.
* ısı, sıcaklık, hararet.
* ateş, yüksek vücut ısısı. |
|
temperature |
ısı derecesi; sıcaklık, sühunet: (tıb.) insan vücu |
|
|