İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
twist |
{twıst}
- {N} büklüm, dönme, burkma, bükülme, burkulma, kıvırma, bükme, çarpıtma, kıvrım, düğüm, yeni çözüm, eğilim (kötü), sarma sigara, ibrişim, ip, girdap, viraj, dönemeç, tvist (dans)
- {V} bükmek, dolamak, kıvırmak, bükülmek, sarmak, burmak, burkmak, çarpıtmak, dönmek, kıvrılmak, kıvranmak, burkulmak, kıvrılarak akmak
|
|
|
twist |
f. 1. bükmek, sarmak, burmak; bükülmek, sarılmak, burulmak. 2. ters anlam vermek, çarpıtmak.
i. 1. bükülme, sarılma, burulma. 2. ibrişim; sicim. 3. düğüm. 4. dönme, dönüş. 5. tvist dansı. 6. değişiklik. |
|
twist |
f.
i. bükmek; sarmak; burmak; burkmak; ters anlam vermek; bükülmek; sarılmak; burulmak; şaşırtmak; helezoni döndürmek; kıvrımlar meydana getirmek; dolambaçlı yönde çevirmek; bozmak;
i. bükülme; sarılma; burma; burkulma; ibrişim; burmalı ekmek; bükme, bükülmüş şey; düğüm; dönme; dönüş; topun havada dönerek gitmesi; kötülüğe meyil; bükme kuvveti; twist dansı; değişiklik. twist around ones finger parmağının ucunda oynatmak. twist off büküp koparmak. twist ones arm zorlamak, mecbur etmek. twist ones words birinin sözlerine yanlış anlam vermek. twist the lions tail damarına basmak(İngiliz halkını sinirlendirmek için). twist up büküp bırakmak. a twist of the wrist hüner, ustalık. twisted
s. bükülmüş; şaşırtılmış, sapkın. twister
i. büken şey veya kimse; yuvarlanarak giden top; kasırga, hortum. |
|
twist |
twist
twîst
Fiil
* bükmek, sarmak, burmak; bükülmek, sarılmak, burulmak.
* ters anlam vermek, çarpıtmak.
İsim
* bükülme, sarılma, burulma.
* ibrişim; sicim.
* düğüm.
* dönme, dönüş.
* tvist dansı.
* değişiklik. |
|
twist |
bükmek; sarmak; burmak; burkmak; ters anlam vermek |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
twist smb.'s tail |
- {ID} kuyruğuna basmak, rahatsız etmek, zararı dokunmak
|
|
twist about |
|
|
twist smb. round one's finger |
|
|
twist smb.'s arm |
- {ID} kolunu bükmek, zorlamak
|
|
twist the facts |
|
|
a twist of the wrist |
hüner, ustalık. |
|
angle of twist |
burulma açısı |
|
be in a twist |
İng., k. dili endişe/telaş içinde olmak. |
|
get one´s knickers in a twist |
İng., k. dili heyecanlanmak. |
|
get one´s knickers in a twist |
İng., k. dili endişeye/telaşa kapılmak. |
|
sprain/twist one´s ankle |
ayağını burkmak, ayak bileğini burkmak. |
|
twist of fate |
1. büklüm. dönme. burkma. bükülme. burkulma. kıvırma. bükme. çarpıtma. kıvrım. düğüm. yeni çözüm. eğilim (kötü). sarma sigara. ibrişim. ip. girdap. viraj. dönemeç. tvist (dans). bükmek. dolamak. kıvırmak. bükülmek. sarmak. burmak. burkmak. çarpıtmak. dö. |
|
twist off |
büküp koparmak. |
|
twist s.o. around one´s little finger |
birini parmağında oynatmak/çevirmek. |
|
twist s.o. around one´s little finger |
k. dili birini parmağında oynatmak. |
|
twist s.o.´s arm |
k. dili birini zorlamak/mecbur etmek. |
|
twist s.o.´s words |
birinin sözlerini çarpıtmak. |
|
twist the lion´s tail |
İngilizlerin damarına basmak. |
|
twist up |
büküp bırakmak. |
|
a twist of the wrist |
* hüner, ustalık. |
|
|
|