• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Türkçe » İngilizce Yukarı
uzun
  • {A} long, tall, lengthy, extended, prolonged, maxi, far-off, faraway, interminable, prolix
  • {PREF} long-, maxi-, macro-
uzun
  • {A} lang
İsk.
uzun
1. long; lengthy.
2. tall.
3. for a long time, a long time; at length.

uzun atlama broad jump, long jump.

uzun boylu
1. tall (person).
2. at length; in detail.

uzun etmek
1. to hold forth at great length.
2. to drag out a conversation needlessly.
3. to beat around the bush.
4. to act unwilling.

uzun hava Turkish folk mus. a long piece of music which lacks a set rhythmic pattern.

uzun hayvan colloq. snake.

uzun hece gram. long syllable.

uzun hikâye matter which requires a long explanation, involved affair.

uzun kulaklı colloq. donkey, ass.

uzun lafın kısası the long and short of it, in short.

uzun oturmak colloq. to sprawl, sit with one´s legs outstretched.

uzun uzadıya/uzun at great length, in great detail.

uzun ünlü phonetics long vowel.
uzun * long; lengthy. * tall. * for a long time, a long time; at length.
uzun lengthy

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
en uzun
1. en uzun.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar
  • {N} stilt
Allah uzun ömür versin!
  • {INTRJ} banzai!
bacakları uzun
  • {A} leggy
uzun saplı balta
  • {N} poleax, poleaxe
uzun süre beklemek
  • {V} wait: have a long wait
birkaç kuşağı anlatan uzun roman
  • {N} saga novel
bir kısa bir uzun hece ölçüsü
  • {N} iambic
bir kısa bir uzun hece ölçüsünde
  • {A} iambic
bir uzun üç kısa heceli vezin
  • {N} paeon
bir uzun ve bir kısa heceli ölçü
  • {A} trochaic
ceket (uzun)
  • {N} tunic
çok uzun
  • {A} lengthy
çok uzun kalmak
  • {V} overstay
çok uzun zaman
  • {ID} Sunday: a month of Sundays
  • {N} aeon, eon
daha uzun dayanmak
  • {V} outwear
daha uzun menzilli olmak
  • {V} outrange
daha uzun ömürlü olmak
  • {V} stand through
daha uzun yaşama
  • {N} survival
daha uzun yaşamak
  • {V} outlive, outlast, survive
dar ve uzun yaka kürkü
  • {N} boa